Dünyanın en sıkıcı kentine de gitseniz muhakkak yapılacak bir şeyler vardır. Bazı şehirlerde tarihi yapı, müze gezmekten bitap düşer, bu sefer de şehrin ruhunu yaşayamazsınız. Bazen de görülecek fazla bir sembol binası olmayan, ziyaret edilecek donanımlı müzesi olmayan bir şehre gidersiniz ama orada öyle eğlenceli insanlarla tanışırsınız ki seyahatin sonunda yüzünüzde DEV bir gülümseme kalır, bir hafta öyle dolaşırsınız 🙂 Anladığınız üzere Kosova‘nın başkenti Priştine‘de olaylar 2. dediğim gibi gelişiyor. Ama üzülmeyin, Ninünüz size Priştine‘de Yapılcak 10 Şeyi hemen şimdi şuracıkta sıralıyor 🙂
Ufak bir ipucu. Nispeten küçük ve çabuk gezilebilecek şehirlere mümkünse bahar aylarında gidin. Bahar çiçeklerinin güzelleştiremeyeceği yer bilmiyorum. Sıkıcı şehre kara kışta, yağmurda çamurda giderseniz hepten bi soğuyabilirsiniz çünkü 🙂 Yahut şehirde -var ise- bir etkinliğe, festivale denk getirin. Fazla bir olayı olmayan ülkelere olan ziyaretimi Christmas Market’ların kurulduğu zamana denk getiriyorum mesela ben. Evet bir taşla iki kuş vurmayı seviyorum 🙂
PRİŞTİNE’DE YAPILACAK 10 ŞEY
1-Şehri Mother Teresa Katedrali’nin Kulesi’nden seyredin!
Size önden bi şehri tümüyle gösterelim de sonra vay efendim ne biçim de şehir yapmışlar, ünlülerin ev turu bile daha uzun sürüyor demeyesiniz 🙂
Asansörle yukarı çıkmanın bedeli 1,5 Euro. Yukarısı -haliyle- esiyor. Yaz günü bile olsa yanınızda bi şal bi bir şeyler bulundurun 🙂 Şapkanıza, telefonunuza sahip çıkın, uçabilir. Mümkünse çıkışınızı gün batımına doğru yapın, şehir hepten güzelleşsin. Priştine‘yi gelin ediyor gibi bi allama pullama çabası içerisine girdim ama başka türlü de çok g*deri yok gibi 🙂
Enteresan mimariye sahip Milli Kütüphane‘yi buradan doyasıya seyredebilirsiniz. Davulun sesi ile kütüphanenin kendisi uzaktan daha hoş gibi sanki 🙂
2-Dünyanın En Çirkin Yapıları Arasında Sayılan Milli Kütüphane’yi Ziyaret Edin!
Az önce size Mother Teresa Katedrali‘nin kulesinden kütüphaneyi gösterdik, alıştırdık sizi biraz. Laks diye göstersek inme inebilirdi 🙂 Şaka yapıyorum tabii ki. Ben bu ilginç mimarili kütüphaneyi çok sevdim. Dünyanın ya da belki Avrupa’nın en “çirkin” yapıları arasında sayılan bu kütüphaneyi hadi biraz yakından tanıyalım.
Kosova Milli Kütüphanesi 1982 yılında Hırvat mimar Andrija Mutnjaković tarafından yapılıyor. Birbirinden farklı boyutlarda büyüklü küçüklü 99 kubbe ve üzerinde metalik balık ağını andıran tasarım yapıya brutal bir boyut kazandırıyor. Mimarın kendi yorumuna göre bu yapı Bizans ile Osmanlı stili mimarinin bir harmanı.
Aslına bakarsanız kütüphane binasının bu ilginç mimarisi üzerine pek çok farklı yorum var. Kimisi de bu kubbelerin geleneksel Arnavut keçe şapkası “Plisi”ye bir atıf olduğunu iddia ediyor. Neyse ete para vermesinler, birbirlerini yesinler, biz işimize bakalım :)))))))))
Kütüphaneyi çalışma saatleri içerisinde sessizce ziyaret etmek mümkün. Zemin mozağinin güzel olduğu söyleniyor. Ben içeri girmedim açıkçası, dışarıdaki çılgın mimariyi anlamlandırmaya çalışmak daha eğlenceli geldi. Yapı Priştine gibi küçük bir şehir merkezinde nispeten büyük yer kaplamasıyla şehrin pek çok farklı yerinden görülebilir durumda. Tekrar edeyim, en güzel göründüğü yer Mother Teresa Katedrali’nin kulesi. Israrla muhakkak görün diyeceğim, başka görecek bir şey yok, görün işte şurayı yahu 🙂
3-Mother Teresa Bulvarı’nda Boydan Boya Yürüyüp Priştine Şehrinin Ruhunu Yaşayın!
Yine geldik yine İstiklal Caddesi’ne benzeteceğimiz yere çattık 🙂 Çok klişe ama evet: burası da Priştine‘nin İstiklal Caddesi 🙂 Ağaçlarla bezeli geniş, trafiğe kapalı bir bulvar, İskender Bey Heykeli ile başlayıp başka bir meydana kadar devam ediyor (meydanın adını hatırlayamadı 🙂 ).
Sağlı sollu mağazalar, sokak müzisyenleri (İstiklal demiştik 🙂 ), keyifli cafeler ve mutlu insanlar! Priştine‘yi benim için güzelleştiren güler yüzlü ve yardımsever insanları oldu. Bir de kızları çok güzel 😉
Bulvar üzerinde bazı heykel ve anıtlar da var: Nato anıtı mesela. Ne kadar haber niteliği taşır bilemiyorum ama 🙂 Çoluk çömbelek cümbür cemaat burada bi yürünüyor :). Meydana bakan cafelerde muhakkak bi macchiato -ki buna ayrıca değineceğiz- içiyoruz. İnanılmaz dinamik ve yaşayan bir bulvar, muhakkak iki salınıp tadını çıkarın 😉
4-NEWBORN ve Heroinat Anıtlarını Ziyaret edin!
NEWBORN
Kosova Avrupa’nın en genç ülkesi olarak kabul ediliyor. Savaş döneminin ardından Kosova’nın Sırbistan’dan ayrılarak bağımsızlığını ilan ettiği bir 17 Şubat gününde 2008 yılında Gençlik ve Spor Merkezi’nin önündeki alana yerleştirilen I AMSTERDAM stili NEWBORN anıtı Priştine için önemli. Her sene sanataçılar tarafından farklı tasarımlarla farklı renklerde boyanarak yenileniyor.
Benim gittiğim 2023 senesinde Ukrayna savaşına da göz kırparak mavi ve sarıya boyanmış, harflerin yerleri değiştirilerek NONEWBR olarak düzenlenmişti. No New Broken Republic olarak tercüme edilen yazı hem kendi savaş kırgınlıklarına hem de Ukrayna’nın içinde bulunduğu zorlu savaş sürecine atıfta bulunup dikkat çekmeyi hedefliyor. Ne diyelim, haklılar, kelimeler kifayetsiz..
HEROINAT
Heroinat Anıtı NEWBORN’un hemen karşısında yer alan anlamlı bir anıt. Yapılan bir araştırmaya göre 1998-1999 yılları arasında gerçekleşen Kosova Savaşı esnasında 20.000 den fazla kadın birebir zarar görmüş (savaşın tüm insanlarda bıraktığı travmatik etkiden çok daha fazlası ve malesef fiziksel müdahale anlamında).
Bu anıt da 20.000 madalya kullanılarak 3 boyutlu bir kadın silüeti oluşturularak tasarlanmış. Çok üzücü ve bir o kadar da anlamlı olan bu anıtı ziyaret etmeden Priştine‘den dönmemek gerek.
5-Soma Book Station’da Macchiato İçin!
Soma Book Station belki de Priştine’nin en güzel mekanı. Hatta biz bunları PRİŞTİNE YEME İÇME REHBERİ: MACCHİATO LÜTFEN! yazımızda anlattık 🙂 Priştine demek macchiato demek. Güzel tasarımıyla göz dolduran Soma Book Station‘da bir kahve molası vermek size iyi gelecek.
Tabi mekanda kahvaltı, yemek ve içki alternatifleri de mevcut. Hem turistler arasında popüler hem de yereller arasında. Kendinize uygun bir köşe bulup oturun ve makiyatodan çok daha fazlası olan macchiato’nun tadını çıkarın 😉
Soma Book Station‘da akşam olaylar biraz değişip canlı müzikli hoppalı güppeli mevzulara dönebiliyormuş. Beyler için damsız girilmezimsi olaylar olabiliyormuş, onu da not düşelim:) Ama biz zaten gidip kahve için dedik 300 500 yapın demedik :))))
6-Fegmi Agani Sokağı’ndaki Trend Barlarda Eğlenip Sosyalleşin!
Her şehirde vardır ille piyasa bi barlar sokağı, Priştine için işte orası burası 🙂 Nüfus genç dedik, genşlerin kanı kaynıyor 🙂 Peki güzel kızlarımız nerede yakışıklı delikanlılarımızla çaprazlanıyor, işte burada, ihi 🙂 Tabi bu mekanlara bizim klasik tabirimizle “GRİ HAŞUFMANLA” falan gitmeye kalkmayın 🙂 Gündüz gözüyle çok sorun etmeseler de hava kararınca inadına büstiyerli, inadına dudak dolgulu ablalarımız mekanları şenlendirdiğinde süklüm paçoz kalmayın 🙂 Zaten genetik olarak 2-0 önde başlamışlar maça, kara kaş kara gözünüz+dizi çıkmış gri eşortmanınızla şansınızı çok da zorlamayın :))
Espri bir kenara sıra sıra hoş mekanlar, barlar, bistrolar var. Ben onlardan Monroe‘yu deneyimledim, gayet keyifliydi. Sokağı boydan boya yürüdüğünüzde ille kafanıza göre bir mekan bulursunuz. Daha da bulamazsanız yani artık Allahınızdan bulursunuzsjashjshgdjah.
7-Kosova Müzesi’ni Ziyaret Edin ve Binlerce Zımba ile Hazırlanan Rahibe Teresa Tablosunu İnceleyin!
Kosova’nın en büyük müzesi Priştine‘de yer alıyor. Alıyor almasına da büyük dedik diye dolu dolu bir müze beklemeyin 🙂 1889 yılında Avusturya-Macaristan mimari üslubuyla tasarlanmış zamanında askeri amaçlar için kullanılmış bir binada yer alan Kosova Müzesi’ne giriş ücretsiz ama kapıda bağış kabul ediyorlar.
Müzede Priştine’nin sembolü olarak kabul edilen minik bir heykelcik var. Neden diye sordum, her şey replika elimizde sahici bi o kaldı dediler. Yorum yok 🙂
Müzenin bir katında dönem dönem farklı sergiler yer alıyor. Birinci katında Dardanya Krallığı’ndan kalma bir kaç parça eser var, bir salonunda bazı etnik kıyafetler ve eşyalar. Kosova Balkanlar, zaman içerisinde o kadar işgal edilip yağmalanmış ki bu abilere de sergileyecek pek bir eser kalmamış. Ne diyelim sağlık olsun.
Müzede Arnavutların geleneksel beyaz keçe şapkası “Plisi”yi görmek sevindirdi. Daha sonra sokakta plisi takan bir amcaya da denk geldim.
Müzede katları çıkarken birden karşımıza Rahibe Teresa çıkıyor. “Peace starts with a smile.” mesajı ile Rahibe Teresa’nın binlerce zımba teli ile hazırlanmış dev resmini görebilirsiniz. Merdivenin diğer yanında bir ekranda tablonun hazırlanış sürecini gösteren bir de video akış var. Kosova’nın %90’ından hatta 95’inden fazlasının müslüman olmasına rağmen Hristiyanlar için önemli Mother Teresa-Rahibe Teresa’ya verdikleri değer dikkatlerden de kaçmıyor.
8-Sirius Hotel’in Terası’ndan Priştine’yi Kuş Bakışı Seyredin!
Şehri tepeden seyretmezse rahat edemeyenler onlayn mı? Buyurun size 2. bir tepeden seyretmeç önerisiyle geldim 🙂 Tepe tepe tepeden seyredin 🙂 Sirius Hotel‘in güzel terası Hera Roof gün batımında tadından yenmiyor! Normalde beyaz masa örtülü, şık bir mekan ama çok da para harcamak istemezseniz bi Aperolle de şıkır şıkır takılırsınız 🙂 4 Euro’ya Aperol’ü buldun iç, manzara gördün seyret 🙂
Bu gün batımı ve manzara beni şair edecek azizim, ilham geliyor devamlı 🙂 Fazla duygusala bağlamadan özetleyecek olursam: bu teras güzel, buraya gidilsin. Şehrin akışını seyretmek terapi gibi geliyor. Ben burada somonlu bir makarna yedim. Lezzeti güzeldi. Çalışanları da nazik elbette, iyi otellerde gördüğümüz kalifiye ve kibar personeller bunlar, severiz. Biz gittik, sevdik, size de tavsiye ederiz 😉
9-Güvenli Gece Hayatının Tadını Çıkartın!
Güvenli gece mi hayatı 🙂 Tabi peşin peşin her mekana garanti verecek ne deneyimim ne de gücüm var, ben kendi bildiklerimi paylaşıyorum sadece 🙂 Gece hayatı olan bir tip değilim, zira gün boyu manyaklar gibi gezip dolaşıp ayaklarıma kara sular inene kadar mekandan mekana, müzeden müzeye atladığım için öyle sabahlara kadar eğleneyim ertesi gün de akşamlara kadara uyuyayım gibi bir kafam olmadı hiç.
Gelgelelim müziği ve dans etmeyi seviyorum, onu nasıl yapıcaz? ÜZÜLMEYİN, OVERLOK MAKİNASI AYAĞINIZA GELDİ 🙂 Referansı sağlam yerden iyi olduğunu öğrendiğim Gate Club‘a gidip misler gibi, çiçek gibi rahatsız edilmeden eğlendim. Ufak bi dress code olayı var tabi haliyle, YAV ŞU GRİ HAŞORTMENTİNİZİ ÇIKARIN ARTIK YAV :))))))))) 5 Euroya bir şeyler içebileceğiniz müzikleri güzel bir mekan.
Dev baykuş kafası şeklinde bir tasarım ve gözlerinde iki ekran, yansın gecelersalskjalskdjaslkdj. Şöyle sağıma soluma bir baktım ki, bu ne güzelliktir vicdansızlar, böyle güzel olunur mu? Sonra düşüncelere daldım, bu güzel kızlar, adamlar, gündüz neredeydiler, onlarla aynı Mother Teresa Bulvarı‘nı mı arşınladık yani biz 🙂 Neyse, zaten manitalar gece güzelleşir 😉
Balkanlar’da butik bir eğlence kültür var. Eğlenmeyi seviyorlar ve eğlenmesini biliyorlar. Bizler de takılalım peşlerine 🙂
10-Priştine’den Başka Yerlere Gidin 🙂
Hani derler ya Ankara’nın en güzel yanı İstanbul’a dönüşüdür diye, Priştine de o hesap 🙂 Dön dolaş Konya 6 saat, gez dolaş Priştine max 2 günlük. Buradan ille ya Prizren‘e ya Üsküp‘e ya da Karadağ‘a geçersiniz. Siyasi sebeplerden Sırbistan -muhakkak- arıza çıkarır ama diğer yerler denemeye değer. Ve bence Priştine yine de Tiran’dan güzel. Tiran da demiş ki ben ne alaka :)))
Osmanlı esintisi yaşamak isteyenleri Prizren‘e, heykel zehirlenmesi yaşamak isteyenleri Üsküp‘e, denize, güneşe doyup, old town sokaklarında salınmak isteyenleri Budva‘ya Kotor‘a gönderiyoruz o zaman 🙂 Eliniz değmişken beni de İstanbul’a atıverin şocuklar, ben annemi özledim :)))
Yeni bir ülke, yeni bir şehir gördük. Priştine‘de neler yapılır bunlara değindik. Sonrası sizde! Gezip gördüğünüz sizin olsun, bana yediklerinizi anlatın 😉
Yeni yollarda buluşuncaya kadar..
Kalın sağlıcakla, afiyetle..
Eyvallah..
Ninü
Diğer yazılarıma da göz atın..
PRİŞTİNE YEME İÇME REHBERİ: MACCHİATO LÜTFEN!
MİLANO YEME İÇME REHBERİ : 15 MEKANLA MİLANO’YU FETHEDİYORUZ
24 SAATTE SARAYBOSNA NASIL GEZİLİR?
BUDVA YEME İÇME REHBERİ : NE KADAR DA İTALYAN BİR MUTFAK!
Yorum yok!