24 Saatte BOSNA HERSEK Yeme-İçme Rehberi

24 SAATTE SARAYBOSNA NASIL GEZİLİR?

“Yurtdışına çıkasım var ama çekiniyorum.” “Acaba çok zorluk çeker miyim, oralarda ne yer ne içerim?” diyenlerin imdadına yetişen hastalara şifa dertlilere deva Balkanlar ise Balkanların en beğenilen rotalarından biri de Bosna Hersek‘tir. Hem bizden biri gibi hem de olabildiğince kendine has bir havası var Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna ‘nın. Kuşkusuz bunun en büyük sebebi Fatih Sultan Mehmet’in bölgeyi fethetmesi ile başlayıp yüzlerce yıl süren Osmanlı etkisi. Hani Avrupa’da bir kente değil de kalkıp Bursa’ya gitmişiz gibi. Kendinizi hiç yabancı hissetmeyeceksiniz. Yıllardır görmediğiniz kardeşinize ilk kavuşma anında doyasıya sarılırsınız ya, benim de Saraybosna ile buluşmam öyle oldu. Bir o kadar da hüzün dolu..

Saraybosna ‘ya öyle geçerken uğramak değil de araştırıp öğrenerek anlayıp sindirerek gitmek gerek bence. Çok yakın bir geçmişte yaşanan Bosna Savaşı‘nı bilmeden gezinizin içi boş kalacaktır. Gitmeden evvel ne var ne yok okuyup belgeselleri seyrettim. Fotoğraflara bakmak bile çok zor. Havaalanından şehir merkezine giderken her yerde bahsi geçen o “DUVARLARI KURŞUNLARLA DELİK DEŞİK EDİLMİŞ” evleri gördüm. Hani unutursak kalbimiz kurusun dercesine, her sabah ve her akşam yeniden ben buradayım diye haykırırcasına.. Bir yandan da yaşamın devam ettiği, etmek zorunda kaldığı, çaresizlikten hazmı zor hareketlerin hazmedilmeye çalışıldığı topraklar.

Başçarşı Meydanı-Sebil

Başçarşı Meydanı‘na varmadan evvel ne göreceğimi biliyordum. Ama orada olmak bambaşkaymış. Tutamadım göz yaşlarımı. Kardeşim ben geldim dedim, sarıldık. Ben ruhumun yarım kalan parçalarını toplamaya çalışıyorum her gittiğim yerde. Saraybosna ‘da benden ne çok parça varmış, aldım, koydum kalbimin en güzel köşesine. Her şeye rağmen hayat devam ediyor diyen Saraybosna ve Bosnalılar böylesine umutluyken ben depresif olamazdım. Sildim gözümün yaşını. Daha yaşayacak ne güzel günlerimiz var. Saraybosna ‘nın güzellikleri var. 1 gün bile olsa gelin Saraybosna‘ya. Ve sadece 1 gününüz varsa 24 SAATTE SARAYBOSNA NASIL GEZİLİR? başlayalım anlatmaya..

24 SAATTE SARAYBOSNA

BOSNA HERSEK’İN PARA BİRİMİ NEDİR?

Bosna Hersek kendi para birimini kullanan ülkelerden biri. Bu bünyede sevinme etkisi yaratsa da 1 Kovertibl Bosna Hersek Markı‘nın 3.35 TL olması gerçeği tokat gibi çarpıyor. Ufacık bir ülkenin para birimi karşısında bile paramızın böylesine değersiz kalması üzücü. Oysa nereye baksak Türk ürünleri, metrolar, tramvaylar, otobüsler Türkiye’den hibe edilen bizim eskiler.. Demek ki işler öyle yürümüyor.. Ne yapalım, Euro’dan Sterlin’den iyidir deyip yolumuza devam ediyoruz.

Konvertibl Bosna Hersek Markı=BAM

Konvertibl Mark=KM kısaltmaları kullanılıyor. Ben genellikle KM’e denk geldiğim için onu kullanacağım. KM’ye “kayem” diyorlar.

Nereden KM alabiliriz?

Bu konu ile ilgili yazdığım yazıyı şuracığa bırakayım:

YURTDIŞINA ÇIKMADAN ÖNCE DEĞİŞİK DÖVİZLERİ NEREDEN ALABİLİRİM?

Ben nereye gidersem gideyim oranın para birimini Çemberlitaş’taki ÜÇEL DÖVİZ’den alıyorum gayet makul fiyatlara. Dövizci bulacağım diye keşkül gibi titretmiyorum beynimi, bir stres faktörünü daha böylelikle yok etmiş oluyoruz.

SARAYBOSNA ‘DA NEREDEN TELEFON HATTI ALINIR?

Eğer uçak ile geldiyseniz havaalanının hemen çıkışındaki büfede yerel hat satılıyor. Garip gelebilir ama ben hayatımda ilk kez yurt dışında hat satın aldım. Çünkü bu vakte kadar hep Vodafone’un “Her Şey Dahil Pasaport” tarifesinden yararlandım. Gittiğim yerlerde her daim geçerli olduğu için bu sefer kontrol etmedim ve fena yakalandım. Sadece 1 saniyede bunu fark edip telefonumu kapatmam bile 35 TL’ye mal oldu. O yüzden size önerim önce offline map indirmeniz daha sonra da yerel hat satın almanız.

Büfedeki kadın İngilizce konuşabiliyor. Hat almak istediğinizi söylediğinizde de yardımcı oluyor. Kaç gün kalacaksanız ona göre bir tarife seçmeniz daha mantıklı. Yanlış hatırlamıyorsam fiyatı 5 KM idi. Görevli kadın çeşitli aramaları gerçekleştirerek kurulumu sağlıyor. Hiç çile çekmeye değmez, hattı alın kurtulun 🙂 Çünkü birazdan ulaşımda size lazım olacak 🙂

SARAYBOSNA BUTMİR HAVAALANI’NDAN ŞEHİR MERKEZİNE NASIL GİDİLİR?

Bu vakte kadar gördüğüm en minik havaalanlarından biriydi Butmir Havaalanı. Ama bir o kadar da sempatikti. Yeşil bitkilerle bezeli her yer. 15 dk süre ile ücretsiz internet mevcut. O esnada ilk önerim Google Haritalar’dan offline map indirmeniz. Yahut gelmeden evvel Ulmon, CityMaps2Go uygulamalarından herhangi birini indirebilirsiniz.

Havaalanından dışarıya adım attığınızda çok fazla yönlendirici tabela göremeyeceksiniz. Her şey arabasıyla gelenlere göre ayarlanmış, ne bir yerde çıkış yazıyor ne de adam gibi bir yaya yolu var. Taksiye binip daha şehre ayak basar basmaz bas bas paraları yapmak istiyorsanız zaten her ülkede her şehirde paranız olduğu sürece kralsınız ama benim muhattabım değilsiniz 🙂 Biz gelelim toplu ulaşımla şehir merkezine nasıl gidilir?e.. Zurnanın zart dediği yerden bildiriyorum sayın seyirciler! Biraz uğraştırıcı ama buna değiyor.

Saraybosna Butmir Havaalanı

Havaalanından çıktınız. Hafif sağa yönelin. Dümdüz saçma sapan kaldırımsız bir yol var. O yolu takip edin. Herhangi bir trafik lambası yok. Sağınızı solunuzu iyice kollayıp karşıya geçin. Kaldırım bile yok! Bu kaldırımsızlık beni kötü hissettirdi ama müjdemi isterim, fazla sürmüyor. Yolun karşısına geçtiğinizde sırtınız havaalanına dönükken sağınızda kalan hizadan devam ediyorsunuz. Solda Hotel Octagon tabelasını göreceksiniz, oradan araya gireceksiniz. İlk soldan girdiniz. Düz devam edip ilk sağdan sonra da ilk soldan girince sağınızda Hotel Octagon kalacak. Sonra tekrar sağ yapıp bir müddet dümdüz devam edip ana caddeye çıkacaksınız. Tam Köşede Azel France adında bir dükkan var. Ana caddeden karşıya geçip sağa doğru ilerlediğinizde Merkator isimli AVM’nin önündeki otobüs/troleybüs durağını göreceksiniz. Çevirimdışı haritanız ya da yukarıda tarif ettiğim üzere yerel hattınız varsa “Mercator Centar Dobrinja” yazıp önündeki durağa gelmeniz yeterli. Detaylı anlatımımı looserlar için yazdım 🙂

103 numaralı troleybüs

103 numaralı troleybüse binip Trg Austrije durağında indiğiniz anda merkezdesiniz. Bu durağın hemen ilerisinde sizi 1. Dünya Savaşı’nın başlama sebebi Latin Köprüsü bekliyor olacak. Otobüs biletini şoförden alacaksınız. 1.80 KM. Şoför biletinizi işaretlemediyse siz muhakkak o ilkel mekanizma ile işaretleyin, kontrole denk geldiğinizde biletiniz olsa bile işaretlemediyseniz ceza yiyebiliyorsunuz.

SARAYBOSNA ‘DA NEREDE KONAKLANIR?

Bu vakte kadar pek çok şehirle ilgili pek çok konaklama önerisinde bulundum ama hiçbirisi beni M’Ali Rooms kadar etkilemedi! Konumu merkeziler merkezisi, Başçarşı’nın göbeğinde. Tarihi bir binanın 2. katında. Aynı binada “Hostel For Me” isimli bir de hostel var. Bu büyük bina sizi önce ürkütebilir. Ama ben eski binaları sevdiğim için daha da hoşuma gitti. Minik bir uyarı; lambalar sensörlü değil. Söndüğü zaman eski usül duvardaki düğmeye basmanız gerekiyor.

M’Ali Rooms

M’Ali Rooms bir apart. Ortak kullanımlı minik de bir mutfağı var. Benim odam gayet metevazı ve temizdi. Zaten yurtdışı seyahatlerinde konaklamadan en büyük beklentim merkezi ve ekonomik olması bir de temiz ve güvenli olması. M’Ali Rooms bunların hepsini sağladı bana. Ben 2 gece için 257 TL ödedim. Rezervasyonumu Booking.com üzerinden gerçekleştirdim. Şuraya bırakacağım linkten rezervasyon yaparsanız %10 indirim kazanabilirsiniz. Rezervasyonunuzu yapar yapmaz tesisten mesaj geliyor. Fedja isimli sahibi karşılıyor sizi. Nasıl güleryüzlü nasıl sempatik anlatamam. Check in işleminizi yapıp haritayı eline alıp anlatmaya başlıyor şehri. Ben dersimi çalışıp gittiğim için sonraki dersi evde okuyup giden öğrenci şımarıklığı ile atladım konuya 🙂

Fedja Bosna Savaşını çocukken yaşamış Müslüman bir Boşnak. Korkunç bir savaş ve tonla travmalar sonrası bir insan bu kadar güleryüzlü ve sevecen olabiliyorsa biz ufacık korunaklı dünyamızda sudan sebepler uydurup suratımızı asıp gezinmeyelim ortalarda bence.. Sosyal mesajımızı da verdik çok şükür!

Yeniden Saraybosna ‘ya gelirsem -ki gelecğimi biliyorum- yine M’Ali Rooms’ta kalırım. Bir de harika restoran Dveri hemen 2 bina yanda, daha ne olsun! Rezervasyon yaptırmak isterseniz şurayı tıklayabilirsiniz.

SARAYBOSNA ‘DA YEME İÇME

KAHVALTI

Şehre adım attınız. Sabah geldiğinizi varsayacak olursak şöyle güzel bir kahvaltıyı hak ettik dediğinizi duyar gibiyim. Evet güzel bir böreği hak ettiniz. Peki nerede yiyeceksiniz?

  • Buregdzinica Sac

Yaptığım araştırmalarda en çok tavsiye edilen 2 börekçiden biriydi Buregdzinica Sac. Odun ateşinde ağır ağır pişen el açması nefis Boşnak böreği için harika bir adres. Üçgen şeklinde kesilen devasa böreğin üzerine arzu ederseniz bizimkine göre epey kıvamlı ve akışkan olan yoğurttan koydurabilirsiniz. Kıymalı böreği tercih ettim. Sabahın erken saatinde gittiğimden tazecikti. Tek sorun kıymanın içinde çok fazla sinir ve kıkırdak olması. Böreği yerken ağzıma gelen kıkırdakları 5-6 kere çıkartmak zorunda kaldım.

Buregdzinica Sac

Boşnak Böreği

Sahibesi hanım Türkçe biliyor. Memleketine börek götürmek isteyenler paket de yaptırabiliyor. Ancak getirenlerden duyduğuma göre mekanda yediğimiz gibi güzel olmuyormuş. Eeee, taş yerinde ağırdır..

ADRES: Bravadziluk mali 2, Sarajevo

  • Avlija

Burayı size kahvaltı için öneriyorum ama ben akşam üzeri atıştırmacası için uğramıştım. Pofidik hamurları ve enfes kaymağı ile nam salmış durumda. Öyle sempatik ki dekorasyonu, insan kendini bir çizgifilm kasabasında gibi hissediyor! Etrafı fotoğraflamaktan önündeki yemeğe odaklanamıyorsun.

Lokumi dedikleri hamur kızartmasının porsiyonu çok büyük. Benim gibi tek giderseniz bitirmekte zorlanabilirsiniz. Kahvaltılık nevaleleri sipariş edip bi de bu lokumdan patlatıp keyfinize bakın derim.

Lokumi&kajmak

Tek handikapı merkeze biraz uzak olması. Yürüyerek 15-20 dk sürüyor. Ama Saraybosna ‘yı benim için unutulmaz kılan dakikaları ben Avlija‘ya gitmeye çalışırken yakaladım.. Hem kurşun izleri ile yaralanmış eski binaları gördüm hem de gün batmadan evvel o son 2 saatte şehre inen mis gibi kokuyu soluyup adeta ruhumun derinliklerine yolculuğa çıktım. Sokaklar bomboştu, tek bir insan bile görmedim. Yer yer sokak köpekleri eşlik etti bana. Ve yürek parçalayan o manzara.. 

  • Lokumi: 3KM
  • Kajmak (100g): 3 KM
  • Sarajevsko Pivo (0.31ml)(bira): 2,5 KM

Biraz olsun vaktiniz varsa Avlija‘ya bi şans verin. Güzel de bir barı var, yerel biralarını da tadabilirsiniz.

ADRES: Avde Sumbula 2, Sarajevo

http://www.avlija.ba/

SARAYBOSNA ‘DA KAHVE KÜLTÜRÜ

Uzun seneler Osmanlı hükümdarlığı altında kalan Saraybosna ‘nın kahve kültürü de bizimkisine benziyor. Türk kahvesi dediğimiz kahveye onlar Bosna Kahvesi diyor (Tabi ne Türkiye’de ne de Bosna Hersek’te kahve yetişiyor elbet, bahsettiğimiz bir çeşit demleme&pişirme yöntemidir, sunum ritüelidir.). Ama Boşnaklar geleneksel yöntemden uzaklaşmamışlar, ufak bakır tepsilerde bakır cezve, bakır lokumluk, bakır hazneye yerleşen kulpsuz fincan ve minik su bardağı şeklinde kombinlemişler.

Kahve bakır cezvede şekersiz olarak pişiriliyor, bakır tepsiye bakır cezve ile konuluyor. Kişi şeker arzu ederse fincanın dibine şekeri bırakıp kahvesini cezvede üstten karıştırdıktan sonra şekerin üzerine döküyor. Fincanların kulpsuz olmasının sebebi Hristiyanlar kulplu fincandan içermiş de Müslümanlar kulpsuz fincanla içer tüm parmaklarıyla fincanı kavrarmış da, fincanın dibindeki yıldıza ek olarak elimiz ay görüntüsü alırmış ay yıldız olurmuştu. Bu hikaye bana çok ayrımcı geldi. Kahve içme usulüne göre insanların dinini tespit etmeye ne gerek var! Neyse, biz gelelim kahveye. Ben 3-4 ayrı yerde denedim, genelde sunum birbirine benziyor. Fiyatı da 2-3 KM civarında seyrediyor. Ben Saraybosna‘daki kahve ritüelini çok sevdim. Kahvenin içimi insanı yormuyor. Tek handikapı bence çabuk soğuyor, belki de ben fotoğraf çekicem diye soğutmuşumdur, bilmiyorum 🙂

  • Index 

Başçarşı’nın ara sokaklarında hediyelikçiler arasında dolanırken bir anda tam köşede bu cafeyi gördüm ve sokaktaki masasına oturuverdim. Siparişimiz belli, Bosanska Kafa! Bosna kahvesini ilk denediğim yer burası oldu. Öyle ahım şahım bir olayı yok ama soluklanmak için ideal. İçerisi de antik döşenmiş. Bizim Sultanahmet’teki otantik bir cafe gibi. Aşağıya bıraktığım adrese tıklarsanız haritadaki yerini görebilirsiniz.

ADRES: Kazandziluk 31, Sarajevo

Index-Bosanska Kafa

  • Caffe Ayana

Yine Başçarşı yakınlarında Saraci isimli popüler bir sokakta yer alan bir kahveci. Burada Türk çayı bulmanız da mümkün. Zaten pek çok yerde hem Türk çayını hem de Türk yeme içme kültürüne ait pek çok alternatifi bulabiliyorsunuz Saraybosna ‘da. Bakır tepside klasikli sunumla karşımıza çıkıyor Bosna Kahvesi. Sokaktan gelen geçeni seyredip kahvemi yudumluyorum. Bu kahve insanı tabiri caizse “tıkamıyor”. Bir gün içinde 3-4 fincan Bosna kahvesi içebiliyorsunuz. Oysa ben en fazla 1 fincan Türk kahvesi içebiliyorum.

ADRES: Saraci 83, Sarajevo

Bosna Kahvesi

  • Morica Han

Rastgele dolaşırken merak edip girdiğim yerlerin sonradan listemde olduğunu fark edince çok mutlu oluyorum. Hem spontan gelişiyor ve ayaklarım beni kendi götürmüş oluyor hem de yapılacaklar listesinde bir maddenin daha üzerini çizmiş oluyorum. Morica Han da onlardan biri.

Kaldığım otelin sahibi harita üzerinde bana burayı anlatmıştı aslında ama ben ufacık bir aradan geçip bu hana vardığımda oranın burası olduğunu bilmiyordum. Caffe Divan‘da bir masaya oturdum ve başka masalardan birinde gördüğüm kahveden sipariş ettim. Hemen yan masamda oturan kişi bana selam verdi, meğer takipçimmiş. Nereden nereye! Kendisiyle biraz sohbet ettik, Bosna Hersek hakkında güzel bilgiler paylaştı benimle. Morica Han bana Beyoğlu İstiklal Caddesindeki Hazzo Pulo Pasajı’nı hatırlattı. Aynı oradaki gibi etrafta hediyelik eşya dükkanları, ortada masalar ve bir ağaç.. Hanlara, avlulara bayılırım. Saraybosna’ya gelirseniz siz de muhakkak Morica Han‘a uğrayın.

ADRES: Saraci 77, Sarajevo

SARAYBOSNA ‘DA ÖĞLE YEMEĞİ

Öğle yemeği için Balkanların bi tanesi cevapiyi şiddetle öneriyorum. Daha evvel Belgrad’da denediğim cevapiyi bir de Saraybosna ‘da denemek için kolları sıvadım. Yaptığım araştırmalarda beğenilerin iki mekan üzerinde toplandığını gördüm. Biri Ćevabdžinica Željo, diğeri de Ćevabdžinica Hodžić. 2.si Galatasaray’ın efsanevi futbolcusu -benim haberim bile yoktu ama öyleymiş:)- Hodziç’in yeriymiş. Ama ben ilkine gittim 🙂

  • Ćevabdžinica Željo

Öncelikle şu konuda anlaşalım, lütfen cevapiyi cevapciciyi (cevapinin miniğisi) Tekirdağ köftesi ile karşılaştırmayalım. Zira sonuç bizim açımızdan yıkıcı olur. Şu Tekirdağ köfteyi nerede övdülerse yedim ama lastik etkisinden öteye geçemedi. O yüzden rica ediyorum şu muhabbet bi bitsin artık 🙂

6’lı cevapi

Bu cevapi denilen olay çok güzel bişi, bunu sadece köfte olarak görmeyelim, sunum şekliyle bir bütün olarak düşünelim. O küp küp doğranmış kuru soğan ve kaymak ile sıcak pita ekmeği arasında sabahlar olmasın tadında bir lezzet. Ćevabdžinica Željo‘yu başarılı buldum. Fiyatlar da gayet makul, hatta bir amme hizmeti olarak menüyü de şuracığa bırakıyorum.

5’li köfte bana yetiyor, yanına bir de yoğurt söylüyorsun -o yoğurt ki ne yoğurt ne ayran, ikisinin tam arasında bir yerde, kıvamlı bir arkadaş- o hepten tıkıyor. Ben toplam 6 KM‘ye krallar gibi doydum, oh mis! Darısı başınıza 🙂

ADRES: Kundurdziluk 12, Sarajevo

SARAYBOSNA ‘DA TATLI

Halep’ten tutun da Yunanistan’a, Balkanlardan tutun da Türkiye’ye kadar herkesin iştahla sahiplendiği baklava sorunsalı ile Saraybosna ‘da da karşılaşıyoruz. Size saçma gelebilir ama daha iyisi bizde olan lezzetleri başka yerlerde de ille deneyeceğim diye kasmıyorum ben. Zaten kralı var Antep’te ben neden Bosna’da baklava deneyeyim. Aynı olay Azerbaycan’da da başıma geldi. İlle bi dene dediler, denedim, sonuç hüsran.

2. bir tatlı vakası olarak trileçeyi masaya yatırabiliriz. Bir dönem önce sadece göçmenlerin bildiği bu güzel tatlı popüler kültürün kurbanı olup yaklaşık 3 senelik yapay bir popülerlik yaşadı. Adım başı trileçecimiz varken şimdi hepsi kapatıp çiğ köfte işine girdi. Eski trileçe müdavimleri yine eskisi gibi sevdikleri pastanelerde trileçelerini tüketiyorlar. Sonuç. Balkanlarda trileçe yemek mantıklı olabilir, nasılsa bu topraklardan doğmuş. Ben yedim mi hayır. 24 saatte Saraybosna ‘yı geziyorum ve 1 tatlı yiyecek kadar yerim var onu da ilginç bir alternatifle mundar ettim 🙂 O zaman sizi şöyle alalım.

  • Egipat

Ferhadija sokağında amaçsız salınırken bu tatlıcıyı gördüm ve daldım içeri. İçeride ne ararsanız var! Tulumba, baklava, pasta, mozaik, kurabiye, landoşe.. Ama benim dikkatimi çeken “Tufahija” isimli tatlı oldu. Sahiden de tuhaf bi tatlı 🙂 Şekerli suda haşlanmış elmanın içi cevizle doldurulup üzerine bol şanti sıkılarak servis ediliyor. Bizimkiler iç malzemeden çalmışlar, içine de şantiyi basmışlar, ceviz meviz hak getire 🙂 Çok şantili olduğu için sevemedim ama Bosna’ya ait bir tatlı denemek istiyorsanız en azından tadına bakabilirsiniz. Fiyatı 2 KM.

Tufahija

Buradan aldığım minik kurabiye ve tatlı atıştırmalıkları paket yaptırıp sonra Mostar’a giden trende afiyetle yemiştim 🙂 Pastanecilik kazanacak!

SARAYBOSNA ‘DA AKŞAM YEMEĞİ

  • Dveri

Her şehrin göz bebeği, vazgeçilmezi, on numero bi restoranı vardır ya Saraybosna’nınkisi Dveri bence. Şu an kendisi gelmiş geçmiş en iyi restoranlarım arasında ilk beşe girdi bile! Yediğim her lokmada kendimden geçtim a dostlar!

Dveri

Yine merkezin merkezinde, Başçarşı’da M’ali Rooms‘un iki bina yanında yer alan Dveri aslında minik bir mekan ve çok popüler. O yüzden ne yapın edin rezervasyon yaptırın. Rezervasyonsuz yer bulmak çok ama çok zor. Sağdan soldan sarkan mısırlar, sebzeler, saçaklar arasında nefis bir akşam yemeği..

Önce meşhur kuru et ve ev yapımı ekmekten sipariş ettim. Ana yemek olarak da “Dveri Steak” söyledim.

Dveri Steak

Efendim yok böyle bir güzellik. EF-SA-NE! İçi peynir dolgulu, dışı çıtır paneli Dveri steak beni benden alandır efenim. Üzerindeki süzme yoğurtlu sosa mı bayılayım ızgara sebzelerle mi aşk yaşayayım bilemedim. Şahane bir yemek bana 55 KM’e mal oldu ama her kuruşunu hak ediyor! Gelelim fiyatlara.. 

  • Dveri Steak: 18 KM
  • 100 gr kuru et: 10 KM
  • Ev yapımı ekmek: 5 KM
  • Kadeh şaraplar: 7-8 KM

Ana yemekler 15-28 KM, salatalar 5-10 KM, başlangıçlar 5-12 KM bandında. Sanırım kredi kartı geçmiyor. Ama Euro kabul ediyorlar para üstünü KM vermek kaydıyla. 

Şu an bu satırları yazarken yeniden gitmek istedim. Siz giderseniz bir porsiyon da benim için yiyin 🙂

ADRES: Prote Bakovića 12, Sarajevo

Rezervason için:

http://dveri.co.ba/?lang=en

GECE TAKILMACASI

  • Pivnica HS

Sarajevska Pivara (Sarajevo Brewery) isimli bira fabrikasının hemen yanında yer alan bu devasa mekan gerçekten çok güzel. Hem bahsi geçen fabrikanın taze biraları mevcut hem de yeme içme menüsü. Mekanın en güzel özelliği de canlı müziği.

Yalnızsanız barda takılıp müziğin ve biraların tadını çıkarabilirsiniz yahut arkadaşınız&sevgiliniz&eşinizle iki lafın belini bu güzel atmosferde kırabilirsiniz. Ama güzel bir masa istiyorsanız rezervasyon şart. Özellikle “Sarajevsko Dark” denemeye değer.

  • Sarajevsko Dark 0.30l’si: 3 KM
  • Sosis: 7 KM

ADRES: Franjevačka 15, 71000 Sarajevo

Rezervasyon için:

http://pivnicahs.com/?lang=en

SARAYBOSNA GEZİLECEK YERLER

1-Başçarşı (Baščaršija)

Amsterdam’da Dam Meydanı ne ise Saraybosna‘da Başçarşı o (Hayret Taksim Meydanı benzetmesinden Dam Meydanı’na ücretsiz upgrade olmuşum 🙂 ). Pek çok hediyelik eşya dükkanı, cafe ve restoran bu bölgede yer alıyor. Muhtemelen şehir merkezindeki vaktinizin çoğunu burada harcayacaksınız. Boşnak Kahvesi setinden tutun da Sovyetler zamanında kalma rozet ve madalyalara kadar pek çok şeyi Başçarşı’nın ara sokaklarında bulabilirsiniz. Bölge Osmanlılar zamanında yükselişe geçiyor, Balkanların ticaret merkezi haline geliyor. Gazi Hüsrev Paşa hanlar, medreseler, camiler yaptırıyor. Bu yapılar ile bölge daha da değer kazanıyor. Sebil, Bezistan, Morica Han, Gazi Hüsrev Bey Camii gibi şehir merkezinin diğer görülecek yerlerinin çoğu da yine Başçarşı bölgesinde yer alıyor. 

2-Sebil (Sebilj)

Saraybosna‘nın semboli nedir diye sorsanız pek çok kişi size Sebil diyecektir. Hemen Başçarşı Meydanı’nda yer alan sebil aslında ilk inşa edilen sebil değil. Ondan bir kaç metre uzaklıkta Mehmed Pasha Kukavica tarafından inşa edilen ilk sebil bir yangın sonrası yok olmuş. 1913 yılında Alexander Wittek’in tasarladığı yeni sebil şu an gördüğümüz sebil olup 14. kış olimpiyatları esnasında restore edilmiş. Etrafında yer alan kuşlarla, çevresinde bulunan cafelerle ve her daim önünden geçip giden insanlarıyla aklımda pek güzel yer etti. Bunun bir benzeri Bursa’da yapılmış. Zaten Saraybosna da bi çeşit Bursa 🙂

3-Gazi Hüsrev Bey Camii

Gazi Hüsrev Bey Camii, 1530 senesinde Tebrizli Mimar Adzem Esir Ali tarafından inşa edilmiş. Saraybosna için en önemli zatlardan biri olan Gazi Hüsrev paşa tarafından yaptırılmış. Kendisi 1521-1541 yılları arasında bölgenin yönetiminden sorumluymuş. Ne yana dönsek Gazi Hüsrev Paşa’ya ait bir yapı çıkıyor karşımıza. Cami, şadırvan, kütüphane, medrese.. Cami mimari açıdan çok şahane diyemeyeceğim. Türkiye’de gördüğüm camilerden sonra Balkanlarda denk geldiğim hiç bir cami beni etkileyemedi. Ama tabi gelmişken ziyaret etmek isterseniz şehrin tam kalbinde, Başçarşı’da yer alıyor. Hemen yanında da Bezistan..

Gazi Hüsrev Bey Camii

4-Bezistan 

Bezistan bir çeşit kapalı çarşı. Yine aynı dönemde yine aynı kişi tarafından inşa ettiriliyor. Sağlı sollu dükkanlar ağırlıklı olarak hediyelik eşya satıyor. Ben bakır kahve takımımı 25 KM’e buradan aldım. İçinde aheste aheste gezilip hediyelik dükkanları incelenebilir. Tüm bu olay en fazla 10 dakikanızı alacaktır. Salınmazsanız 3 dk 🙂

Bezistan

5-İsa’nın Gizli Kalbi Katedrali (Katedrala Srca Isusova)

Katedral 1899 tarihinde Bosna Arşidükü tarafından Neo-gotik stilde inşa ettirilmiş. Macar Mimarın Fransa’daki Notre Dame Katedrali’nden ve Çekya’daki St. Teyn Katedrali’nden etkilendiği söyleniyor. Katedralin önündeki heykel 1997 yılında ziyarete gelen Papa II. John Paul anısına yapılmış. Savaş sonrası gelerek barış mesajları vermiş, sözde. Yerseniz..

6-Latin Köprüsü (Latinska Cuprija)

Köprü ilk olarak 1541 yılında ahşaptan yapılmış. Ahşaptan yapılan her yapı gibi yıkılmış zamanla :/ Sonra Ali Ayni Bey tarafından tekrar taştan yaptırılmış. Bu sefer de 1791 senesinde seller almış götürmüş, oy ben öleydim. Neyse ahali köprüsüz kalacak değil hoş, dönemin hatırı sayılır tüccarlarından Abdullah Briga açmış kesenin ağzını, 1791 yılında köprüyü yeniden inşa ettirmiş. Keşke ben de hobi olarak köprü inşa ettirebilsem 🙂 Ama tabi adamcağız bunu yaptırırken sonra o köprü yüzünden bütün dünyanın birbirine liseli kız kavgası çirkinliğinde gireceğini nereden bilsinmiş. Sen gel Sırp milliyetçi Avusturya Veliahtı Franz Ferdinand’ı ve karısı Sophie’yi bu köprünün üzerinde öldür. Sonra 1. Dünya Savaşı çık. Olacak iş mi? Olmuş ama tam algoritma öyle değil bunu hepimiz biliyoruz. 1. Dünya Savaşı’nın çıkma sebeplerini say say bitmez. Varsın bu da sebebi olsun, ne edelim?

Latin Köprüsü

Köprünün pek bi özelliği yok. Başına sonuna 2 aslan koysalarmış bari, yok. Fakirlik. Neyse bu yazıda fazla geyiğe girmeyecektim, yine tutamıyorum kendimi :/

7-Saraybosna Belediye Binası (Vijećnica)

Şehir Avusturya-Macaristan kuşatması altındayken doğu ile batının mimari esintileri bir araya getirilerek inşa edilen yapı Saraybosna ‘nın en görkemli yapılarından biri. 20 Nisan 1896’da ilk açıldığında epey ilgi toplamış ve Saraybosna ‘nın sembolü haline gelmiş.

2. Dünya Savaşı’nıdan sonra ulusal kütüphane olarak kullanılmaya başlanmış.

O korkunç Bosna Savaşı gelip çattığında bu güzel yapı kana bulanmış, pek çok kıymetli eser (kütüphanedeki eserlerin yaklaşık yüzde doksanı) 25-26 Ağustos 1992 yılında çıkan yangında kül olmuş. 2 milyondan fazla kitabın yok olduğu söyleniyor :/

Hayranlıkla fotoğrafı çekilen bu yapı Bosna Savaşı ile birlikte insanların unutamayacağı trajedilere şahit olmuş. 2014 senesinde ise tümüyle restore edilerek tekrar ziyarete açılmış.

Tavan yapısı pek güzel, rengarenk. Kirişleri sütunları gelin benim fotoğrafımı çekin diyor. Her odada sergilenen eserler, açıklayıcı bilgiler ve eski liderlerin resimleri var.

Giriş ücrettler şu şekilde:

  • Yetişkin: 10 KM
  • Öğrenci/Çocuk/Yaşlı/Engelli: 5 KM

8-Sonsuz Ateş (Vječna Vatra)

Saraybosna’nın 2. Dünya Savaşı Sonrası özgürlüğüne kavuşması anısına 6 Nisan 1946’da Mimar Juraj Neidhardt tarafından yapılmış bir anıt. Sönmeyen ateş Saraybosna ‘nın özgürlüğünü temsil ediyor. Anıttaki yazıların rengi Yugoslavya bayrağının renklerine atıfta bulunmak için mavi, beyaz, kırmızı olarak seçilmiş.

Saraybosna’nın popüler yürüyüş caddelerinin kesişiminde yer alan anıt görülmeli bence. Sürekli güçlü devletler tarafından taciz edilen bu topraklarda özgürlük en kıymetli şey olsa gerek. Bu ateş hiç sönmesin..

9-Saraybosna Gülleri

1992-1995 yılları arasında Saraybosna ‘nın her köşesine binlerce mermi düştü. Tüm bu mermiler asfalt üzerinde derin izler bıraktı. Savaş sonrası bu çöküntüler kırmızı reçinelerle dolduruldu. “DON’T FORGET” dedikleri, asla unutmamaya yemin ettikleri savaşın izlerinden biri de bu Saraybosna Gülleri.. İnsanın içini acıtan, gözlerini yaşartan bir durum. Ben iki yerde gördüm. Biri İsa’nın Gizli Kalbi Katedrali’nin önünde diğeri de belediye binası ile köftecilerin başladığı sokağın arasında. Saraybosna ‘nın görülesi ve üzerine düşünülesi detaylarından..

Daha bir sürü görülecek yer, daha bir sürü yapılacak şey olabilir ama 24 saatte hızlı bir turdan da daha fazlasını bekleyemeyiz değil mi 🙂 Ben yine de adam akıllı bir tur için minimum 2 tam gün öneriyorum. Bir gün yeniden gitmeyi planladığımdan daha detaylı bir yazıyı 2. sefere bırakıyorum. An itibariyle Balkan ülkelerinin pek çoğunu görmüş biri olarak bu şehrin yeri bende ayrı. Çünkü apayrı bir ruhu var. Yeniden oraya ışınlanmam hatırı sayılır bir uçak bileti kampanyasına bakar.

Sizler de hafta sonu nereye kaçsak da anımıza değer katsak diye düşünüyorsanız Saraybosna ‘yı listenize alın derim.

24 Saatte Saraybosna rehberimizin sonuna geldik..

Yeni yollarda görüşmek üzere..

Kalın sağlıcakla, afiyetle..

Eyvallah..

Nilgün KARAKAŞ

 

Mostar’da başıma gelenleri okumak için şuraya tık.

Belgrad Yeme İçme Rehberi için de buraya tık.

Belki bunlarla da ilgilenebilirsiniz

Yorum yok!

    Yorum Bırakın