İşten tam çıkacaksınız, patronunuz ek iş kitledi, onu yapıp çıkayım derken saat 20.00 oldu. Kendini dışarı atmakla bitmiyor, trafik denilen bir “gulyabani”miz var! O da 1 buçuk saatinizi haraç olarak kesti, etti mi saat 21.30. Google haritalardan buluşulacak mekanı arattınız, yol çalışması var, sizi arka sokaklardan gitmek zorunda bırakıyor, yarım saat de oradan, etti mi 22.00 . Mekana vardınız, kurtlar gibi açsınız. “Hocam hepsinden yap, ortaya yap!” diyorsunuz ama garson yorgunluktan eprimiş suratıyla “Yemek servisimiz kapanmıştır.” diyor.. Te Allaam! Doyasıya Adana yiyemeyecek…
meze
Türkiye coğrafi konumu nedeniyle pek çok farklı ülkeye komşudur. Komşu komşunun külüne, bilemedin vizesine muhtaçtır! Yanı başımızda hem bize bu kadar benzeyen, hem de belli noktalarda farklılık gösteren bir millet, bir kültür var, Yunanistan! Avrupa Birliği üyesi olan Yunanistan’a girebilmek için schengen vizesi gerekiyor malumunuz. Belki de en rahat schengen vizesi alınan Yunanistan’a açılan ilk kapı ise Alexandroupoli (Dedeağaç). Edirne İpsala Hudut Kapısı’ndan, Yunanistan Kipi Hudut Kapısı’na geçiş sağlanıyor. Bu geçişi 2 yolla yapabilirsiniz. ULAŞIM Alexandroupoli’ye ister otobüsle, isterseniz de…
Kuzguncuk’ta Sıcacık Bir Cafe: Bay Mantı Cafe
Gönderim tarihi 9 Ocak 2017İstanbul’da sıcak mahalle ortamının en güzel yaşanıldığı yerlerden birisi kuşkusuz ki Kuzguncuk. Belli bir dönem kendi içinde, kendi dünyasında, kendi ahalisiyle mütevazi bir şekilde yaşayıp giderken, çok sevilen televizyon dizisi “Ekmek Teknesi”nin bu semtte çekilmesiyle popülaritesi gün ve gün arttı. Sokaklar fotoğraf sanatçıları ve İstanbul’un dört bir tarafından gelen ziyaretçilerle doldu. Haliyle bu kadar insanı yedirip içirecek, vaktini geçirecek mekanlara ihtiyaç duyuldu. Mahalle kültürüne uyum sağlayanlar ayakta kaldı. Onlardan biri de Bay Mantı&Cafe.. Dışarıda başlıyor mekanın şirinliği. Renkli saksılarla bezeli…
Tophane ile Karaköy arasında, Karaköy ile Galata arasında adının hakkını verircesine arada kalmış Arada Cafe. Ara ara geçiyordum o aradan, gözüme ilişen bu sevimli mekanı geçen gün deneyimleme imkanı buldum. Vintage eşyalarla bezeli.. Her yerde kadife berjerler.. Gramofonlar, daktilolar, minik bir kitaplık.. Bahçe kısmında renkli sandalyeler.. Hepsi birbirinden farklı masalar.. Hatta katlamalı masalar.. Çocukluğumuzdan yadigar.. Masalarda otantik materyaller.. İlk izlenim şu: Bu mekan tam benlik! Üst kata geçip mavi karolarla bezeli masayı gözüme kestiriyorum. Mekan sahibi Lübnanlı Enes Bey ile…
Adanalılara kebap beğendirmek zordur. Sorsan, en iyisi hangisi desen, her birisi ayrı cevap verir. Etin, kebabın bu kadar içinden geldikleri için yadsımıyorum. Biz kebaba ce eee derken onlar kebap üzerine MBA yaptıkları için haliyle yaşanmışlıkları, yemiş içmişlikleri daha çok oluyor. Ama yine de gurbet ellere gidildiğinde birbirlerini tutuyorlar, Adana Kebabı yapan yerleri deneyip, damak zevklerine en yakın olanı gönül sofralarına yerleştirip müdavimi oluyorlar.. İşte Ortaköy Portakal Yokuşu’nda konumlanan Harbi Adana Ocakbaşı da onlardan biri ve hem Adana Kebabını hem de…