ERMENİSTAN Yol Hikayeleri

ERİVAN’DA BAŞIMDAN AŞAĞI SU DÖKTÜLER: VARTAVAR BAYRAMI

2022’nin yazı için kızgın kumlardan serin sulara şeklinde bir tatil seçmedim. Hedefimiz Gürcistan! Fırsat olursa da bir kaç gün Ermenistan- Erivan! Türkiye kara sınırından Ermenistan’a geçiş yok ama Gürcistan’dan rahatlıkla geçilebiliyor. Eğer vizeniz var ise. Bordo pasaporta 6 Dolara e-vize alıp girebiliyorsunuz. Yollarda geçen süre beklediğimden fazla olunca Ermenistan’a yalnızca 1,5 günüm kaldı ama yine de gidip görmek istedim. Tiflis Avlabari Metro İstasyonunun önünden kalkan Erivan paylaşımlı taksisine 50 Lari ödedim. Çılgınlar gibi süren şoföre bilene bilene Sadakhlo Sınır Kapısı‘nı aşıp az biraz sorgu sonrası Ermenistan’a geçtim. Ermenistan’da başımdan aşağı kaynar sular değilse de soğuk sular döküleceğini nereden bilecektim 🙂 Vartavar’ı öğreneceğiz..

Cascade

Hostelime yerleşip gün batımında Cascade‘ye ulaştım. Muazzam manzaraları fotoğraflayıp Lavash‘ta harika yemekler yedim. Yol yorgunluğu ile yattım uyudum. Ertesi gün çok önemli çünkü sadece bir günüm var ve görülecek bir sürü yerim. Sabah kalkıp giyindim. Hostelden çıkarken asansörde elinde su tabancası olan çocuklar gördüm. Pazar günü olduğu için oyun oynuyorlar diye düşündüm.

Lavash

Lavash

Derken sokağa adımımı atmamla bir arabanın bana yaklaşıp su silahıyla üzerime su sıkması bir oldu. Ben şok! Ne oluyor kardeşim, A AAAAAAA! Sinirlendim ve karşı kaldırımdaki adama sordum: “Neden bana su sıktılar?” Adam dedi ki bugün Ermenistan’ın su savaşı günü. Allah Allah. Su savaşı günü de ne ola ki?

Neyse, ben yoluma devam! Görülecek yerlerle dolu rotam! Köşeye bir geldim, ellerinde hortum ve su silahı olan gençler, bana fena bakıyorlar, kesin ıslatacaklar! No, no diyorum ama dinleyen kim? Bir posta da burada ıslandık mı? Ben hala sinirliyim. Diyorum ki kardeşim ben hasta olurum ıslak kıyafetle, yanıma da fazla kıyafet getirmemişim, ne yapıcam şimdi?

Can korkusuyla sokaklarda yürüyorum. Bir de ne göreyim? Evlerin balkonlarında kovayla bekliyor insanlar. Yukarıdan aşağıya ivmelenen su ıslatmaktan da öte can acıtacak gibi duruyor. HOYDAAAAAA! Oy ben nerelere gideyim? Balkondakilerden yola kaçıyorum, arabadan ıslatıyorlar, yoldan parka kaçıyorum kovalılar peşimden koşuyorlar. Bense hala saf saf NO deyince duracaklarını düşünüyorum ama NOO! Asla durmuyorlar!

Olay iyiden iyiye köşe kapmacaya dönüyor. Nereye gittiğim belli değil! O yolu kovalılar tutmuşsa öbür yola koşuyorum. Derken henüz kahvaltı yapmadığımı hatırlayıp mekan arayışına geçtim ki bir gol de oradan yedim! Tüm mekanlar kapalı! Belki pazar diye, belki saat erken diye, bilmiyorum ki. Sonra halihazırda listemde olan Tapastan‘ı gördüm. Normalde şarap&tapas mekanı ama bir gireyim dedim. Kahvaltı için bir şeyler var mı diye sorunca isterseniz omlet yapabiliriz dedi. Şükürler olsun! Bi kahve, bi omlet hepimize iyi gelecek 🙂

Tapastan

Neden sonra biraz kendime gelince çalışana şu su savaşı olayını bir sorayım dedim. İyi ki de öyle etmişim. Meğer bu basit bir su savaşından ibaret değilmiş. Bugün VARTAVAR mış. Ermenilerin 5000 yıllık geleneği.. Sonra internetten araştırma yapmaya başladım, gördüklerime çok şaşırdım. Şimdi sizinle öğrendiklerimi ve günün devamında yaşadıklarımı paylaşayım.

VARTAVAR (VARDAVAR) NEDİR?

“Vart” gül, “var” parıltı kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşan Vartavar, kökeni 5000 yıl öncesine dayanan, Ermenilerin Pagan dönemi geleneği aslında. Zaman içerisinde Hristiyanlıkta da kabul görüp kilisenin kutladığı bir yortu haline geliyor. Konu ile ilgili pek çok kaynakta pek çok farklı bilgi var. Doğruluklarından tam emin olamamakla birlikte hepsinden biraz bahsedeceğim.

Nuh tufanından sonra Nuh gemiden inerken son bir kez yağmur yağıyor ve bu bereket ile hayat yeniden başlıyor. Vartavar Bayramı‘nda insanların birbirini ıslatmasının altında bunun yattığı düşünülüyor. Karşınızdaki kişi sizi ıslatarak size kötülük değil güzellik yapmış oluyor.

Hristiyanlıkla birlikte bu şenlik İsa’nın suret değiştirmesi yortusuyla kaynaşmış. İncil’e göre İsa Mesih çarmıha gerilmeden bir kaç gün önce üç havarisiyle dağa dua etmeye çıkmış, orada onların gözü önünde şekil değiştirip bir parlaklığa, nura dönüşmüş ve ışık saçmaya başlamış. Vartavar’ın “var” ışıltı anlamının da buradan geldiği düşünülüyor. Ayrıca bu dönemde her yer güllerle bezendiği için de “vart” gül kısmının da nereden geldiği anlaşılıyor.

Vartavar bazen de Vardavar denilen bu bayram&yortu son tahlilde Pagan kökeninden beslenen Hristiyan kültürüne yortu olarak ve günümüzde dini anlamına ek bir festival havasına bürünen çok ilginç bir bayram. Eskiden Türkiye’nin doğusunda bazı köylerde ve Karadeniz yaylalarında kutlandığına dair izler de var. Halen devam ediyorsa detaylarını yorumlara bırakabilirsiniz.

Bir diğer inanış da Vartavar geleneğinin Tanrıça Astghik‘ten geldiği üzerine. Astghik aşk, güzellik, su ve ilk bahar tanrıçası olarak biliniyor. Helenistik dönemde Astghik, Afrodit ile eşleştirilmiş. Tanrı Vahang ile evli olan Astghik aynı zamanda üretkenliğin tanrıçası olarak anılıyor. Astghik, Murat Nehri’nde yıkanırken genç delikanlılar onun güzelliğini seyretmek için nehir kenarına gidermiş. Astghik de kimse kendisini görmesin diye sis indirirmiş. İşte Muş şehrinin adı da Mshoush (sis) kelimesinden geliyor. Zaman içerisinde Astghik‘in bu gül yapraklarıyla nehirde yıkanma seremonisi Vartavar‘a evrilerek bir su festivaline dönüşüyor.

Vartavar’ın kökeni tartışıla dursun, hadi biz Erivan’da neler yaşadığıma bi bakalım.

ERİVAN’DA VARTAVAR BAYRAMI NASIL KUTLANIR?

Vartavar (Vardavar) Bayramı Ne Zaman?

Bu konu değişkenlik göstermekle birlikte Ermenistan’da Paskalya’dan 98 gün sonra (14 hafta) kutlanıyor. Benim gittiğim 2022 senesinde 24 Temmuz’a denk geliyordu. 2023 yılında ise 16 Temmuz‘da kutlanacak. Ermenistan ziyaretinizi bugüne getirmeniz keyifli olabilir. Böylelikle eşi benzeri bulunmayan bir festival havası yaşamış olursunuz.

Erivan’da başımdan aşağı su döktüler!

Gezme umuduyla gittiğim Erivan’da yapabildiğim tek şey boydan boya ıslanmak oldu 🙂 Ben de kaderime razı geldim ve bu ıslak gerçeğe teslim oldum 🙂 Girişte anlattığım gibi saf ve temiz duygularla çıkmıştım hostelimden, ne hayallerim vardı 🙂 Günün sonunda elimde tüm sayfaları tek tek ıslanmış bir pasaport ile bolca anı kaldı 🙂

İlk şok

İlk kurşunu sıkan arabayla yaklaşıp beni ıslatanlar oluyor. Koskoca adamların elinde su silahının işi ne 🙂 Devam ettikçe devreye taslar kovalar giriyor artık Allah ne verdiyse 🙂 Yüksekten ivmenelerek düşen su daha çarpıcı sonuçlar bırakıyor insan bedeni üzerinde, nereden mi biliyorum, kendimden biliyorum 🙂 Apartmanlardan su döküyorlar diye yola atlıyorum bu defa arabalardan su silahıyla su sıkıyorlar, yoldan parka geçiyorum, kolay av olan beni -bildiğin- gözlerine kestiriyorlar 🙂

Bu defa da ellerinde pet şişeyle su olan gençler bana doğru koşuyorlar. Azıcık insanlığınız varsa şu garibi ıslatmazsınız 🙂 NO, NOO diyorum, YO YOOO, kimsenin umru değil 🙂 Elimle kolumla aman yapmayın diyorum, TINNNN 🙂 Yalvaran bakışlar savurup en sevimli ifademi takınıyorum, I IHHH. İlle ıslatacaklar 🙂

Şaşkınlık

Ben bu eli sulu saldırganlardan kaça kaça nereler geldim hiç bilmiyorum. Derken bir köşe başındayım, 4 yol ağzı, tüm köşeler tutulmuş. Bu defa HORTUMLULAR var. Evet evet yalnış duymadınız, HORTUMLULAR 🙂 Hortumlunun karşısında KOVALI, KOVALININ çaprazında SU TABANCALI, onun üst katındaki teyze TENCERELİ. ULEN BU NİNÜ SİZE NE ETTİ VİCDANSIZLAR 🙂

Farkındalık

Instagram’dan yardım anonsu geçip bir cafeye sığınıyorum 🙂 Neyden sonra oradaki çalışandan öğreniyorum bu olayın adını: VARTAVAR ya da VARDAVAR. Bunun kutsal bir bayram, bir yortu olduğunu, insanların aslında beni ıslatarak bana iyilik yapmaya çalıştıklarını anlatıyor. Tamam da kardeşim, ben orta kulak iltihabı olursam benim antibiyotiğimi siz mi alacaksınız? Ben zatürree olursam, pnömokoklarımı siz mi öldüreceksiniz 🙂

Kaçış 🙂

Daha ıslak ve daha bilinçli bir şekilde yolumu bulmaya çalışıyorum. Baktım olmuyor şuradaki Gök Camii‘ye sığınayım diyorum: KAPALI!

Gök Cami

Tam karşısındaki büyük market alanına giriyorum. Şöyle bi derin nefes alıp biraz alış veriş yapıyorum. Evet, alış veriş hepimize iyi gelecek 🙂 Yerel bira, şarap, çikolatalar, şekerlemeler ve yassı şeftali 🙂 alıp hostelin yolunu tutuyorum. Sıcak bir banyo yapmanın zamanı, hasta olmayayım.

İntikam 🙂

Banyodan çıkınca bir intikam arzusu sarıyor beni. Siz daha Ninü’yü tanımadınız 🙂 Sıcak bitki çayımı içip, makyajımı yapıp bu defa daha uygun kıyafetler giyiyorum. Sizin kovalarınız varsa bizim imanımız var 🙂 Yağmurluğuma güveniyorum biraz. Ama görsen nasıl iddialıyım, sanki bana dünyayı kurtaracağım 🙂

Balkona ıslak kıyafetlerimi asarken bir şarkı duyuyorum: Toycular Yarcan bu! Neeey Toycular mı Yarcan 🙂 Kolunda mercan mı? Yok daha neler 🙂 İşte bu parça bu gezinin şarkısı oluyor ve beynime o güzel anılarla kazınıyor.

Hezimet 🙂

Tam teçhizatlı Ninü onlayn, şimdi onlar düşünsün 🙂 Sadece 5 sn sürdü 🙂 Köşeyi dönmemle başımdan aşağı bir kova suyu dökmeleri bir oldu 🙂 Ne oldu pek bir iddialıydım, almadan gelmeyecektim 🙂 Aldık işte sakdjaslkdjalskdjalkdj. Bütün her yerim su oldu. Ne yağmurluk kar etti ne şapka. İliklerime kadar ıslandım. Tamam şocuklar, ben dersimi aldım, daha da büyük lokma yerim büyük laf etmem 🙂

Teslimiyet..

Alın, etim de sizin kemiğim de. Islatın, hayır, no dinlemeyin! Gusül abdesti alır gibi iğne ucu kadar yerimiz kuru kalmasın 🙂 Eyvallah abilerim ablalarım. Size itiraz etmek ne haddimize, Ninü sizin kulunuz köleniz olsun 🙂

Islak ama Huzurlu..

Artık kaybedecek bir şeyim yok. Donum ve pasaportum dahil her yer ve her şey ıslak 🙂 Artık keyif almaya bakacağız. İşte bu noktadan sonra gelen aydınlanma ve keyifi tarif edemem.

Vartavar

Hazırım!

Artık ben de bu davanın parçasıyım. Ben koşuyorum, beni ıslatın diye. Turist olduğumu belli ediyorum, hepten suları üzerime savursunlar diye. Hava zaten 30 derece. Cehenneme su döksen ne fayda 🙂 Bu duygularla yürürken bir de ne göreyim?

Asıl olay Cumhuriyet Meydanındaymış meğer..

Sulu saldırganlardan kaça kaça meydana ulaştım. Aman Allahım, o nasıl bir kalabalık ve aman Allahım, herkes birbirini ıslatıyor! Ortadaki havuzun tek amacı milleti ıslatacak su sağlamakmış gibi, paçalar sıvanmış, terlikler şipidik, t-shirtler ıslak, saçlardan su damlıyor.

HERKES AMA HERKES GÜLÜYOR!

HERKES AMA HERKES MUTLU!

HERKES HERKESİ ISLATABİLİR!

SINIF, STATÜ, CİNSİYET, YAŞ FARKI YOK!

KIZMAK, KÜSMEK, SİNİRLENMEK, ARIZA ÇIKARTMAK YOK!

Cumhuriyet Meydanı

Meydanın dinamiğini öğreniyoruz..

Yavaş yavaş olayı çözüyorum gibi.. En sevilen av en şaşkın olanlar. En çok tercih edilen avlar, genç ve güzel kızlar. Yanından geçse dönüp bakmayacağın çocuklar seni ıslatıyor ve ses edemiyorsun, bu fırsatı kaçırırlar mı köftehorlar 🙂

Havuza bakan bir köşede, sırtımı duvara yaslıyorum önce. Ermeni kızların olduğu bir grup var, onlara katılıyorum. Çünkü bu olayla tek tabanca başa çıkmam mümkün değil 🙂 Bu anı ölümsüzleştirmem lazım ama telefon zaten ıslandı, tümden bozulacak diye korkuyorum. İki arada bir derede bir kaç fotomu ve videomu çekiyor kızlar, o esnada kovalı bir grup ıslatmak için bana doğru koşuyor, eyvahhh! Ekran da gidiyor, ben artık telefonu kaldırıp canımın derdine düşüyorum 🙂

Artık ekibin bir parçasıyım..

Beni sizler yarattınız, teşekkürler 🙂 Benim de pet şişem var, ben de ıslatacağım sizi 🙂 Desem de işler öyle yürümüyor, en fazla daha fazla ıslatılmama koruma kalkanımı giyiyorum -kızların ortasına geçerek- kendimi sürece teslim ediyorum 🙂

Şimdi halay zamanı..

Günün belki de en coşkulu anı.. Gümbür gümbür halay müziği çalıyor. ZIM ZIM ZIMEY ZIMEY ZIMM 🙂 Caddenin bir yanında biz başlıyoruz halaya, diğer yanında başka bir grup. Allahım ne kadar eğlendim, o ne güzel bir zamandı, MUAZZAM-ÜL HARİKA 🙂

Polis arabasına da su dökmezsin yani yaa 🙂

Şaka değil. Bir grup, havuzdan kovayla aldıkları suları caddedeki arabalara fırlatmaya başlıyor. En çok üstü açık arabası olanlara üzüldüm, vicdansızlar foşş diye döktü bir kova suyu içeri 🙂 Hadi o neyse de, polis arabasını da ıslatmazsın yani ya 🙂 İşin güzel yanı polisler de kızmıyor. Siz hayırdır, toplu bir şekilde sinirlerinizi mi aldırdınız 🙂 Harikasınız şocuklar ne diyeyim 🙂

İçmeden sarhoş olmak..

Ben sanırım mutluluk sarhoşu oldum. Gülmekten yüzüm gözüm kırıştı. Kahkaha atıyorum sürekli. Ben hayatımda böyle eğlenmedim. Ve ben Ermenistan’ın başkenti Erivan’da yaşadağım Vartavar Bayramı‘nı ömrüm boyunca unutmayacağım.

Islak bir pasaport ve sarı tuvalet kağıtları..

Meydandan ne zaman ayrıldım, hostelime nasıl döndüm hatırlamıyorum. Tek hatırladığım epey ilgimi çeken sarı tuvalet kağıtlarını pasaportumun arasında yerleştirdiğim o nadide anlar 🙂 Pasaport sırılsıklam -başıma ilk kez böyle bir şey geliyor çünkü gözüm gibi bakarım- her sayfaya bir yaprak tuvalet kağıdı.. Pasaport külçe gibi oluyor 🙂 Bereket versin ki Ermenistan’ın tuvalet kağıtları harbiden emiciymiş, sabah olunca pasaport mis gibi kuruyor 🙂

Günün devamı..

Duşumu alıp, kuru kıyafetler giyip kendime açık bir mekan arıyorum. Sonra listemdeki bir şarap butiğine girip (In Vino) Ermeni şaraplarını tadıyorum. Güzel bir tadım sonrası kürkçü dükkanına dönüş ve yatış..

In Vino

Gülümseyerek uyanmak..

Yattığım gülücükle uyanıyorum. Ben sanırım buradan dönmek istemiyorum. Ama plana sadık kalmak gerek, zorla da olsa kalkıp otogarın yolunu tutuyorum.

Cumhuriyet Meydanı’ndaki sakinlik..

Gün bitmiş, güneş batmış.. Yeni gün.. Güneş yeniden doğmuş ve tüm suları buharlaştırmış. Şehir eski -olağan- halini almış. Yerde bir tane pet şişe, kova, su tabancası yok. İnsanlar kuru kıyafetlerini giymiş, işlerine yetişmeye çalışıyorlar.

Yaşandı bitti ama saygısızca değil.

Güldük, eğlendik ama haddimizi aşmadık.

Doyasıya ıslandık ıslattık ama ertesi günü hayatımıza kuru (!) bir şekilde geri döndük.

Her yer kurumuş 🙂

TOYCULAR YARCAN KOLUNDA MERCAN..

Toycular Yarcan kulağımda, çantam sırtımda, Kilikya otogarına varıp Tiflis’e giden minibüslerden biri için biletimi alıyorum. Yolcu yolunda gerek, ne edek.. Bakın abartmıyorum, yol 6 saat sürdüyse 6 saat boyunca gülümsedim. O esnada birisi suratıma baktıysa kesin bu kız deli demiştir 🙂

Evleri yol üstüdür, kemeleri bel üstüdür, her gün geçme buradan, demesinler dostudur.. Ama bir şekilde bir daha gelirim ben, hatta bu satırları yazarken çıtırdan yönümü Erivan’a çevirme planları da yapmıyor değilim. Neden bu sene de ıslanmayayım 🙂

Minibüste yerde su silahları..

İşte bu sahneyi de asla unutmayacağım. Koca koca adamlar, ellerinde su silahıyla Gürcistan’dan kalkıp Ermenistan’a gelmişler Vartavar için. Su savaşı bitmiş, yolcular yola koyulmuş, silahlar işlevini tamamlayıp insanları ıslatmış, ayak dibindeki yerlerini almışlar.

VARTAVAR’IN BENDE BIRAKTIKLARI..

  • İnsanlar ve enerjileri muazzamdı. Güler yüz hakimdi, kimse kimseye kızmadı. Herhangi bir kavga çıkmadı, gerilim yaşanmadı.
  • Herkes çocuklar gibiydi, çocuklar da vardı. Ama yetişkinler çocuklardan daha çocuktu.
  • Bu bir özgürlüktü. Koşulsuz sunulmuş bir haktı. Herkes eşitti. Sınıf farkı yoktu. Tek amaç suyla ıslanıp kötülüklerden arınmak, güzel duygularla dolmaktı, öyle de oldu.
  • Herkes ama herkes bu bayramın bir parçasıydı. Sakin bir ara sokaktan geçiyorum sanarken kafanıza bir kova su dökülebiliyordu. Sokağa çıkmak bile şart değildi.
  • Sabah saatlerinde hava biraz bulutlu iken öğlene doğru sıcaklık aşırı arttı. Aslında bu su savaşı kavruk Erivan sokaklarını sahiden de ferahlattı.
  • Bendeki etkisinin bu kadar büyük olmasının sebebinin her şeyden habersiz bir şekilde kendimi olayların içinde bulmam olduğunu düşünüyorum. Belki o güne göre kendimi ayarlayıp gitsem bu kadar eğlenemezdim.
  • Hayır, lütfen yapmayın diye yalvarmama rağmen kimsenin dinlememesi çok şaşırtıcıydı. En büyük şoku orada yaşadım. Hani belki hastayım, kendime göre sebeplerim var, kişisel tercihlerim vücut bütünlüğüm 🙂 TINNNNN, TINNN YA UMURLARINDA DEĞİL 🙂 Pasaport telefon ıslanıyor diyorum, YOK OĞLU YOK. Sonra da işte kaderinize razı geliyorsunuz benim gibi 🙂
  • Daha tonla şey söylerim ama bu kadar yeter sanırım. Arzu eden gidip yerinde yaşamalı 🙂

Asıl olaylar videolarda tabi çok fotoğraf çekmemişim. Vartavar‘la ilgili videoları hem profile sabitledim hem de 2 tane reel videosu yayınladım. Onları instagram hesabımdan inceleyebilirsiniz. Hatta -varsa- Bİ TAKİBİNİZİ ALIRIM 🙂

Vartavar’da ıslanmadım da demem artık 🙂

Yeni yollarda ve maceralarda,

Yine antin kuntin mevzuların içinde,

Gezmelere, görmelere, yemelere, içmelere devam..

Kalın sağlıcakla, afiyetle..

Eyvallah..

Ninü

Diğer yazılarıma da göz atın..

ALTERNATİF TİFLİS REHBERİ: BANA OLD TOWN’DAN FAZLASINI VERİN

BATUM YEME İÇME REHBERİ: HAÇAPURİ Mİ HİNKALİ Mİ?

I PHONE TURİSTLERİ İÇİN 24 SAATTE TİFLİS GEZİ REHBERİ

GÜRCİSTAN HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER-KİMDİR BU TAMADA?

GÜRCİSTAN ‘A GİTMEDEN EVVEL BİLMENİZ GEREKENLER

GÜRCİSTAN KAKHETİ ŞARAP ROTASI VE SİĞNAĞİ TURU

Belki bunlarla da ilgilenebilirsiniz

2 Yorumlar

Yorum Bırakın

Time limit exceeded. Please complete the captcha once again.