24 Saatte TÜRKİYE

24 SAATTE ESKİŞEHİR NASIL GEZİLİR?

Peşin peşin söylüyorum. Bu yazı aşırı övgü içerir! 2 normal cümle 1 övgü, 2 genel bilgi 1 pof pof.. Sonra vay ben duymadım, vay ben görmedim olmasın! Bu vakte kadar nasıl olup da yolumun Eskişehir‘e düşmediğinin derin hüznünü bir kenara bırakacak olursak.. Bu Eskişehir bir harikaymış dostum! Porsuk Çayı kenarına park edilmiş bisikletleriyle Amsterdam’ı, çay üzerindeki (çay pek olmadı sanki kanal diyelim biz ona) gondollarıyla Venedik’i, renkli köprüleriyle ve köprü üzerindeki aslanlarıyla Budapeşte’yi, Porsuk Çayı kenarındaki mekanlarıyla Sava Nehri kıyısındaki Beton Hala bölgesine sahip Belgrad’ı, köşe başı 3. nesil kahvecileriyle Kopenhag’ı anımsatıyor. Anımsatıyor Allah anımsatıyor! Zaten bünyem Amsterdam kanalları konusunda hassas, Eskişehir bunu bile bile mi yapıyor, vallahi anlamıyorum. Her yer heykellerle bezeli. Bu şehrin her bir yanından sanat damlıyor! Bir yanda gençler, birbirleriyle şakalaşıyorlar, gülüşüyorlar (buraya püskevit esprisi iyi giderdi ama modası geçti 🙂 ), diğer yanda aydın Eskişehir halkı acaba bugün hangi aktiviteye gitsem diye düşünüyor. Odunpazarı geleneksel ile moderni ustalıkla bir araya getirmiş, uluslararası mecralarda turistik kapasiteye sahip tavırlar sergiliyor! Parklar, bahçeler, falanlar, filanlar.. Tüm bunlar nasıl oldu peki? Bunu tek bir faktöre indirgemek doğru olmayabilir ama en büyük katkı ve emek kuşkusuz ki Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz BÜYÜKERŞEN‘e ait.. 24 saatte Eskişehir nasıl gezilir? Eskişehir‘de nerede ne yenir? Eskişehir‘de gezilecek yerler neresidir? Tüm bu mevzulara elimizde büyüteçle dedektif titizliğiyle dalacağız ama önce biraz Büyükerşen Hoca!

Eskişehir

Eskişehir

YILMAZ BÜYÜKERŞEN KİMDİR?

Google’a bu soruyu yazdığınızda basın bültenine verilmiş her yerde aynı olan ortak metin çıkıyor karşınıza. Biz de onu buraya bi bırakalım önce..

 8 Kasım 1937 tarihinde doğmuş. 1962’de Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nin ilk mezunları arasında bulunan Büyükerşen 1966 yılında doktorasını tamamlamış. 1968 yılında doçent, 1973 yılında profesör olmuş. 1976’da mezun olduğu akademinin başkanlığına seçilmiş. 1982’de Anadolu Üniversitesi rektörlüğüne getirilmiş. 2 dönem Radyo Televizyon Yüksek Kurulu başkanlığını yürütmüş. 1994 yılında 3984 Sayılı Kanununun çıkarılmasıyla bu görevinden ayrıldı.

Radyo ve Televizyonun eğitim ve kültür hayatında kullanılmasına yönelik yaptığı çalışmalarla Ankara’daki TRT yayınlarının İstanbul’dan sonra ikinci il olarak Eskişehir’den izlenmesi için önce Akademi’de TV verici istasyonu ile siyah-beyaz eğitim stüdyolarını, daha sonra da Türkiye’de ilk renkli TV sistemini Eskişehir’de kurmuş. Anıtkabir müzesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün birebir boyutlardaki balmumu heykeli, yine Prof. Büyükerşen tarafından yapılmış (10 parmağında 10 marifet!). Ayrıca Eskişehir’de ikinci üniversitesinin kurulmasına ve dünyada tek olan açıköğretim fakültesinin kurulmasına da öncülük etmiş (Açıköğretim belasını başımıza sarmış diyelim 🙂 ).

Prof. Büyükerşen, 18 Nisan 1999 Seçimleri’nde Demokratik Sol Parti’den aday olarak oyların yüzde 44’ünü almış ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş. 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde, oylarını %45’e çıkararak aynı göreve tekrar seçilmiş. 2009 yerel seçimlerinde yüzde 50 üzeri oy ile yeniden büyükşehir belediye başkanı seçilmiş. 27 Ocak 2011’de, istifa etmesini isteyen Demokratik Sol Parti yönetiminin talebine uyarak bu partiden istifa etmiş. 27 Şubat 2011’de Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) geçmiş. 2014 Türkiye yerel seçimleri’nde Cumhuriyet Halk Partisi’den 4.kez Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş. En son 31 Mart 2019 tarihinde yapılan yerel seçimlerde tekrar Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı seçiliyor ve hala görevine devam ediyor..

Evli ve iki çocuk sahibi olan Yılmaz BÜYÜKERŞEN aynı zamanda iki torun sahibi. Kendi adını taşıyan Türkiye’nin ilk balmumu heykel müzesini 19 Mayıs 2013 tarihinde açmış.

PROF. DR. YILMAZ BÜYÜKERŞEN’İN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI OLARAK ESKİŞEHİR’DE YAŞAMA GEÇİRDİĞİ PROJELERİN BAZILARI;

  • Şehir içi ulaşımda raylı sistemin kurulması. 
  • Porsuk Çayı’nın çevre düzenlemeleriyle birlikte temizlenmesi, üzerindeki taşıt ve yaya köprülerinin yenilenmesi. 
  • Şehrin bir çok bölgesinde yüzlerce dönüme yayılan dev bölge parklarının yapılması,
  • Senfoni Orkestrası, Şehir Tiyatroları gibi sanat kurumlarının kurulması,
  • Yeni kültür sanat ve kongre merkezlerinin hizmete açılması. (Eskişehir bugün, İstanbul’dan sonra Türkiye’nin en çok tiyatro sahnesine sahip olan şehri imiş.)
  • Bölgenin en büyük iki parkından biri olan Kentpark’ta, Türkiye’de bir ilk olan yapay plaj, yürüme, spor ve dinlenme alanları,
  • Bölgenin diğer en büyük parkı olan Sazova Bilim Kültür Sanat Parkı’nda, Masal Şatosu, Hayvanat Bahçesi, Su Altı Dünyası, Bilim Deney Merkezi, Uzay evi, Korsan Gemisi.

Yılmaz BÜYÜKERŞEN‘in yaptıkları saymakla bitmez ama ben bir yerli turist olarak şunları söyleyebilirim:

  • Eskişehir; sanat ve etkinlik konusunda İstanbul’la yarışır durumda. Adım başı müzeleri, birbirinden güzel evleri, dinamik kafeleri, kanal boyu köprüleri ve bisikletlileriyle modern ve yaşanılası bir şehir. Üniversite gençliğinin ruhuna uyan, isteyenin istediğini bulabildiği, herkesin “kardeş kardeş” yaşadığı bir şehir.

Tabi bunlar benim 1 günlük gözlemim. Orada yaşayanların bambaşka gözlem ve yaşanmışlıkları olabilir. Ama şehrin kimliği açısından ilk intiba da önemli değil mi? Açıkçası ben Başkent Ankara’dan da güzel buldum. O yüzden herkesi bir kere de olsa Eskişehir‘i ziyaret etmeye davet ediyorum.

24 SAATTE ESKİŞEHİR NASIL GEZİLİR?

Eskişehir‘i gezmek için ideal süre bana kalırsa 2 gün ama eğer sadece 24 saatiniz varsa da pek çok aktiviteyi planlı bir şekilde gerçekleştirebilirsiniz. Eskişehir‘e ne zaman gidilir konusuna değinecek olursak.. Eskişehir‘in tersinin pis, soğunun FENAAA olduğunu duyduk. Oy karasal iklimine yandığımın! Kışın baya bayaaaa soğukmuş. Ama Amsterdam’a benziyor dedik. Amsterdam da soğuk ne olmuş? Soğuk diye gitmemezlik etmiyoruz 🙂 Gezmekten bu kadar korkmayın! Yanınızda hasta olabilitesi yüksek bebeleriniz yoksa bu mevsim olaylarını çok kafaya takmayın diyorum. Ben Ekim’in ortasında gittim. Çok güzel bir hava vardı. Yine ilkbahar ya da sonbahar ideal gibi duruyor gezmek için.

Porsuk Çayı

ESKİŞEHİR’DE NEREDE KONAKLANIR?

Bu sorunun birden fazla cevabı olabilir ama ben sizinle kendi deneyimlerimi paylaştığım için Atos Otel‘i önereceğim. Ani gelişen Eskişehir planında konaklamayı da aynı gün ayarladık. Atos Otel hem göl manzaralı, hem modern tasarımlı, hem temiz, hem de fiyatı oldukça makul. Gayet doyurucu, abartısız açık büfe kahvaltısı da fiyata dahil. Tıpkı Eskişehir’in kendisi gibi bu otelde de sanatsal dokunuşlar var. Kahvaltı alanındaki duvar resimleri çok başarılı, lobideki ahşap heykeller de görülmeye değer. Sanırım otelin en manzaralı odasını verdiler bize. Camın kanatlarını iki yana açıp müthiş manzaranın tadını çıkarttık kahvelerimizi yudumlayarak. Hem gece görüntüsü hem de gündüz manzarası harikaydı. İlk yerleştiğimizde yarım saat de olsa manzaraya karşı keyif çattık sonra dışarı çıktık. Eskişehir‘de konaklamada beklentim yoktu, şehrin kendisini merak ediyordum ama bu otel gerçekten mutlu etti, sizlere de tavsiye ederim.

Rezervasyon yaptırmak için şuraya tıklayabilirsiniz.

Atos Otel

Atos Otel-Kahvaltı

Atos Otel-Lobby

ESKİŞEHİR’DE ULAŞIM

Şehir içini yürüyerek gezmek her daim daha mantıklı ama şehrin göbeğinden geçen tramvaya karşı da boş değilim 🙂 İlk yapıldığında epey gıybeti dönmüş “efendim ne alaka şimdi burada tramvay” diye. Ve fakat sonra pek sevilmiş, bağra basılmış. Eski köye yeni adet getirme timi başkanı, Başkanımız Sayın Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN hocamız şehrin göbeğine uzay gemisi koysa onu da benimseriz, demek ki bilime yöneliyoruz, bekle bizi uzay deriz:) Gelgelelim Sazova Bilim Sanat ve Kültür parkına gitmek için araç şart. Yahut  otobüsleri kullanmanız gerekiyor. Taksi de bir alternatif olabilir tabi. Deyip kendi ile çelişen blogger ı alkışlarla uğurluyoruz 🙂 

ESKİŞEHİR’DE NE YENİLİR NE İÇİLİR?

Koca şehir, büyük şehir bir kere.  Tam da medeniyetlerin beşiği. Zengin bir mutfağı var. Ama ben kısıtlı vakitte sadece bir kaç yer deneyebildim, onları paylaşacağım. Bir sonraki ziyaretimde aynı lezzetleri farklı yerlerde deneyip kıyaslama imkanına sahip olasım var 🙂

*Abdüsselam Balaban Kebap Salonu (Balaban köfte ye!)

Eskişehir yeme içme yazınca Google’a, balaban köfte ile çibörek adeta cenk ediyor 🙂 En iyi neresi diye şöyle bir kolaçan ettim, oklar Abdüsselam‘ı gösteriyor (çok maskülen bir erkek ismi, konuşurken yamuk da yapmak istemiyorum 🙂 ). Blogculuk ne güzel bir şey! Tüm detayları gitmeden öğreniyorsun. Mesela gitmeden evvel sıra bekleyeceğimizi öğrenmiştim, kuyruğu görünce travma yaşamadım. Bir pasajın içinde yer alan köfteci epey yoğun. Ama sıra hızlı ilerliyor. Mekanın sahabısının kızı kuyruğu organize ediyor. Biraz ciddi bir abla ama yemek bitince memnun kalıp kalmadığınızı soracak kadar da gerçek esnaf! Menüye sakın bakmayın. Aşırı kafa karıştırıyor. Aynı ürün 3 farklı yerde yazıyor. Bu ne diyorum bu şununla aynı diyor. Olay şu. Tıpkı iskenderdeki gibi altta küp pide, üstte salça (bildiğin Tamek!), onun üzerinde yoğurt, tereyağı (hala iskenderdeyiz farkında mısınız?) üzerinde de köfte. Olay bu! Opsiyon da şu, üzerine et şiş de koydurabiliyorsunuz ya da yarım köfte yarım şiş. Menüye bakınca sorbalı yazıyo balaban yazıyo, kafalar bi milyor. Neden böyle diyorum. Kimi yoğurt istiyor salça istemiyor diyor diğeri salça istiyor yoğurt istemiyor. Onların da kafası karışmış durumda. Köfteli olan 25 TL, et şişli olan 40 TL. Karışık olan da 35 TL idi sanırım ya da 35 öbürü müydü. Aaayh benim de kafam karıştı 🙂

Abdüsselam Balaban Köfte

Abdüsselam Balaban Köfte-Menü

Abdüsselam Balaban Köfte

ADRES: Arifiye, Belediye Sk. No:11, 26010 Odunpazarı/Eskişehir

*Kırım Tatar Kültür Evi (Çibörek ye!)

Geldik herkesin en hassas olduğu noktaya! Linç timi hazır mı? Hazırsanız başlıyoruz. 

Bir yerin bir şeyi meşhur olur, birileri de en iyisini biz yapıyoruz der. Kimisi sahiden de yapar. Bazen aradaki fark çok da ayırt edilir cinsten değildir ama bu abiler kan davası gütmeye devam edip birbirlerinden kız alıp vermezler (burada anlatım bozukluğu var ama tabir böyle kaynaşmış benim suçum değil 🙂 ) Neyse efendim ne diyoduk, bu sefer de konumuz çibörek. Ya bu çibörek öyle illet bir şey ki hakkındaki tartışma bitmiyor bitmiyor bitmiyor. Önce çiğbörek yiyenler bi linç yiyor. Yohhh çiğbörek diil çiböreeekkk. Çiiiiiiiiiiiiiii! Ağızdan tükürükler fışkırıyor konuşurken falan. Abi bi sakin! Bir yumuşak g için tansiyonu zıplatmaya değer mi? Hadi doğru telaffuz ettik, çibörek dedik, 10 puan ile 1 yarı yarıya joker hakkını kazandık diyelim. Bu sefer de nerede yiyeceğiz sorunsalı başlıyor . Bir yanda Papağancılar ellerinde satırla bekliyor maç çıkışı agresifliğiyle “en iyi çibörek Papağan’da yenir” öbür yanda muhalefet “onun adı çıkmış, Kırım Tatar’da yiceksin abii” beri yanda anaerkiller “en iyi benim annem yapar, bi ye, parmaklarını da yersin” . He babow he! Sen de haklısın sen de! Peki bu aç mideler çiböreği NEREDE YİYECEKLER? Taş mı yesin bu çocuklar? Amma da dolmuşum 🙂 

Kırım Tatar Kültür Evi-Çibörek

Olay şu, ben “Kırım Tatar Kültür Evi” nde yedim. 1 porsiyonda 5 pofidik börek var 16 TL. Yanında da minik kırmızı biber turşusu. Güzel miydi, evet, ama çok yağlıydı. Belki Papağan daha az yağlı yapıyodur. Ama şu var, sonradan midemi ağrıtmadı. Bu çok önemliydi benim için çünkü kıymalı karışımlar beni sonradan fena yapıyor. 

Siz de bakarsınız artık merkezde iseniz Papağan’da Odunpazarı’nda iseniz Kırım Tatar Kültür  Evi’nde yersiniz. Yahut adı sanı duyulmamış her hangi bi çibörekçide. Çiğbörek demediğiniz sürece sorun yok :))

ADRES: Orta, Şeh Şemşettin Sk. 15/1, 26030 Odunpazarı/Eskişehir

*Kamil İnci Börek (Mercimekli börek ye!)

Çiböreği benim anam da yapıyor, yeriz evde, peki ya mercimekli börek? Onu nerede yiyeceğiz? İstikamet İnci Börek! Odunpazarı’nın kalbinde, meydana en hakim konumda söyle 1 porsiyon mercimekli böreğini, çayını, keyfine bak!. Oo hayat sana güzel :p 

İnci Börek

Çalışanlar dünyalar tatlısı. İlgi alaka müthiş. Güleryüzlüler bir kere. Eskişehir, kalbimi çalıyosun amaa! Börek geliyor, yanında zeytin ile minik acı biber turşusu. Ne güzel düşünülmüş. Tek börek yemeyi sevmeyen bana ilaç gibi geliyor. Karı yüksek tutacam diye ekstraları bir bir eleyip sonra vahşi dünyadan elenen ufak hesap peşindeki mekanlara selam olsun! Bakınız senelerdir ayakta olan işletmelerde hep bi jest hep bi ikram var. Halkımıza “bedava” olan bir şey ver, gerisi gelir kendiliğinden 🙂 

1 porsiyon börek 9 TL. 2 kişiyi havada karada doyurur. Midesinde ejderha yatanları bilemem tabi 🙂

İnci Börek-Mercimekli Börek

ADRES: Paşa, Koca Müftü Sk. No:1, 26030 Odunpazarı/Eskişehir

*78 Coffee Shop (Nitelikli kahve iç!)

Bir şehire gittim mi -varsa- 3. nesil kahvecilerini araştırırım. Eskişehir de öğrenci kenti olduğu için bol bol cafe ve kahveci var. Aralarında bazılar 3. nesil diye açılıp sonra “abi neskafe var, sade mi sütlü mü olsun?” a dönmüş ama bu 78 Coffee Shop baya iyi çıktı ya! Bir kahveciden beklediğim her şeyi veriyor. Nedir o şeyler:

1-Çekirdeğinin nereden geldiğini bildiğimiz nitelikli kahveler ve onu demlemeden anlayan barista

2-Beyaz ağırlıklı minimal dekorasyon

3-Duvar resmi

4-Yeşil bitkiler

5- İyi müzik

6-Yerde yatan köpek ya da kapı önünde dolanan kedi.

78 Coffee

Evet hepsi var. Kendi çapında bi hikayesi de var. Kahveler de İstanbul’da sevdiğim bir kahveciden geliyor, daha ne olsunmuştu. Bundan iyisi Şamda kayısıymıştı. Buraya gidilsinmişti. 

Şaka bir yana mekan bana o kadar huzur verdi ki bi kahve içip kaçacakken 2 saate yakın takıldım burada.

78 Coffee-Flat White

ADRES: Cumhuriye, No:84-D, Cengiz Topel-1 Cd., 26130 Tepebaşı/Eskişehir

*Cafe del Mundo (Traveller konseptli bar)

Bunun  İstanbul şubesinin hastasıyız zaten ama ilki bu Eskişehir’deki. Zaten seyahate gönül vermişiz, gezgin temalı kafeden daha güzeli ne olabilir ki?

Varuna Gezgin Del Mundo

Amsterdam’da Red Light District’te içtiğim birayı menüde görünce dayanamayıp sipariş ediyorum. O ne güzel ortamdır! Nasıl eğlendik anlatamam! Resmen mekanın bir ruhu var. Çalışanların enerjisi de müthiş. Bardak kırıldığında herkes alkışı patlatıyor, harika bir ritüel olmuş. Şarkılar söyleyerek, sandalyemden kalkmadan üst gövdemle dans ederek keyifle noktaladım geceyi. Gidilesi görülesi. Yesin onu Ninüsü 🙂

ADRES: Hoşnudiye, 26130 Tepebaşı/Eskişehir

*Eriş Helva (Met helvası ve leblebi kurabiyesi al!)

Yine geldik tartışmalı ve çekişmeli bir konuya! Bakalım bu sefer kim kazanacak 🙂 Doğruyu söylemek gerekirse bu sefer helva konusunda araştırma yapmadım, senelerin gezginliğinin bana verdiği deneyimleri kullanarak en iyisini kendim bulmaya karar verdim (bu şey gibi, İngilizce’de bi sorunun cevabını tam bilmeseniz de hislerinizle doğru cevabı bulabilirsiniz 🙂 ). Harbiden de nokta atışı olmuş. Odunpazarı Meydanda boncuk gibi yan yana dizilmiş helvacılara baktım şöyle bir. Eriş’i gözüme kestirdim. Çünkü eski işletmelerde yer alan geleneklerden kopmama, eski usulü devam ettirme, yaş ortalaması 50’nin üzerinde olan çalışanlar ve kalite. Belli ediyor kendini.. Daldım içeri, talep yoğun! Efendim kesin doğru yerdeyiz çünkü.. O ne güzel helvadır! Met helvası denilen saray helvası ile pişmaniye arasına konumlandırabileceğimiz, lezzet olarak ikisinden de güzel bir helva! Üşenmemiş çikolatalısını, antep fıstıklısını yapmışlar. Hanımı boşayıp nikahı Antep fıstıklıya kıyarsın o derece. Neyse bir müddet bilinç kaybı ve sonsuz kararsızlık peşine antep fıstıklı ve sade met helvası, leblebili kurabiye, kuş lokumu, sade helva ve leblebi tozu alarak Eriş Helva’nın tozunu attırıyorum 🙂 Oruçluyken süpermarkete girmiş gibi.. 

Eriş Helva

Eriş Helva 1903’te kurulmuş. Beşiktaşlılar fav! Diğerlerini denemediğim için kıyaslayamayacağım ama ben şahsen kendim bizzat memnun kaldım, sizlere de gönül rahatlığı ile tavsiye edebilirim (Hayır, Eriş Helvacıgilin torunu ile falan çıkmıyorum, ay bu otu moku reklam karşılığı övenler yüzünden paranoyak olduk, hep bi kendimizi açıklama halindeyiz, sonumuz hayrola!)

ADRES: Paşa, Kemal Zeytinoğlu Cd. No:21, 26030 Odunpazarı/Eskişehir

ESKİŞEHİR GEZİLECEK YERLER

1-Porsuk Çayı ve Adalar Bölgesi

Adı Porsuk Çayı değil de Princengracht olsa çok canlar yakacak çaydır. Yok sahiden de çay olmuyor! Manzara suşi de olsa, dondurma kabında saklanan biber kızartmasından öteye gidemiyor bu isimle 🙂 İçinden kanal geçen şehirleri sevin! SEVERİM! Anında şehrin havası değişiyor. Kanal üzerindeki minik sevimli köprüler, köprülerin üzerinde aslanlar, aslanların kenara park ettiği bisikletlerin muhteşemliğinin harikalığı. Şimdi bana çemkirilmesin, bol keseden övüyorsun Ninü denilmesin. Yazının başında uyarmıştım. Tek kusuru kötü kokması. Deodorant reklamında oynayan Orhan Gencebay travması gibi bişi, neyse  ki burun tembel bir organ, alışıyor. Yalnız yürürken bir kızın yaptığı yorumu unutamıyorum: “Bu ne abi, Eskişehir şu anda *ok kokuyor!” :)))))) Yarım saat güldüm valla, sağol be dilinin kemiği, ağzının ayarı olmayan harbi kız. Açık sözlülükte bu abla gibi ol!

Porsuk Çayı kenarında sağlı sollu pek çok mekan var. Bu bölgeye Adalar bölgesi deniyor. Ama çok da parlak gelmediler bana. Siz yine araştırıp nokta atışı yerlere gidin, aile çay bahçesi tadında nargileli apaçinella yerlerin kölesi olmayın (bi linç de nargile sevenlerden yiyelim 🙂 ).

2-Odunpazarı

Eski Osmanlı stili rengarenk, cumbalı evleri ne tatlı, ne şirin! Ama güneş tam tepedeyken gezdiğim için adam gibi bi kare foto çekemedim, içimde kaldı. Oysa benim de hakkımdı duvara dayanmalı, uzaklara bakmalı poz çekilmek, vuslat başka bahara kaldı ne yapalım? Hediyelikçiler, cam atölyeleri, cafeler hep burada. Müzeler de burada. Ama ya sabah erkenden gelmek gerek ya da güneş batmadan evvel. Yoksa iyi fotoğrafı unutun. Ama zaten kış geldi, güneş de kalmadı. Her şerde de var bir hayır 🙂

Odunpazarı Evleri

3-Odunpazarı Modern Müze (OMM)

Mimar&İş Adamı&Sanatsever Erol TABANCA’nın girişimleriyle Anadolu’nun bağrında açılan bir Modern Sanat Müzesi: Odunpazarı Modern Müze! “Eskişehir’de Bir Japon: Odunpazarı Modern Müze” isimli bir yazı yazdım, tüm detaylara oradan ulaşabilirsiniz. Kırmızıya TIK.

Odunpazarı Modern Müze (OMM)

24 saatte Eskişehir nasıl gezilir? OMM

4-Eskişehir Kurtuluş Müzesi

Mestanoğlu Halil Konağı‘nda yer alan Eskişehir Kurtuluş Müzesi küçük ama manalı bir müze. İlk girişte Kurtuluş Savaşı sürecinde basılan hicvi karikatürlere yer verilmiş.

Eskişehir Kurtuluş Müzesi

Konağın odalarının her birinde farklı bir konsept var. Bir diğerinde dönemin gazetelerini inceleme imkanı mevcut. Üst katta bir odada İsmet İnönü’nün balmumu heykeli ile bazı askeri kıyafetler mevcut. Duvarlarda is Kurtuluş Savaşı’nın kronolojisi. Ama sanırım en etkileyici kısmı yaklaşık 20 dk süren video gösterisi. Tüylerim diken diken izledim ve göz yaşlarıma hakim olamadım. Gezelim, görelim, yiyelim, içelim, eğlenelim ama tarihimizi, mücadelelerimizi de unutmayalım. Eskişehir‘i çok sevme sebeplerimden biri de bu özüne bağlılığı oldu. Atatürk’ün ilkelerini tam olarak özümsemiş bir şehir. Hem benliğini yitirmemiş hem de çağa ayak uydurmuş, modern, aydın. Mis,çiçek! Müze çalışanları da çok bilgili ve yardımsever, böyle bir müzeye de böyle çalışanlar yakışırdı!

O yüzden ne yapıp ediyor, bu müzeyi ziyaret ediyoruz.

Ziyaret Saatleri:

Hafta İçi

10:00 – 17:00

Hafta Sonu

10:00 – 17:00

Bilet Fiyatları:

Tam bilet: 7 TL

İndirimli bilet:4 TL

Müzenin websitesi için şuraya TIK.

5-Ahşap Eserler Galerisi (Kurşunlu Külliyesi Kervansarayı)

Odunpazarı’nda salınırken karşıma çıkan bu galeriden bahsetmek istiyorum biraz. Galerinin bulunduğu Kurşunlu Külliyesi,  Osmanlı Devleti vezirlerinden Çoban Mustafa Paşa tarafından 1517 yılında yaptırılmış. Vesileyle bu tarihi külliyenin kervansaray kısmını da görmüş oluyorsunuz.

2015 yılında Dünya’da üçüncüsü Türkiye’de ise ilki düzenlenen Uluslararası Ahşap Festivali ile 2016 yılında düzenlenen Uluslararası Ahşap Heykel Festivali için üretilen üretilen eserler yer almakta.
Ziyaret Saatleri:
10.00-18.00
Bilet Fiyatları:
Kadın: 2,5 TL
Erkek: 3,5 TL 
Kapıda kadınlara pozitif ayrımcılık yapıyoruz diye de yazmışlar. Bu biraz saçma geldi açıkçası.

6-Kurşunlu Camii ve Külliyesi

Kurşunlu Cami ve Külliyesi yukarıda da bahsettiğim gibi Odunpazarı’nda yer almakta. Topkapı Sarayı Müzesi Arşivi’nde bulunan vakıf kaydına göre, Büyük Kervansaray hariç, Külliye içinde bulunan binaların tamamı vezir Çoban Mustafa Paşa tarafından 1517-1525 yılları arasında inşa ettirilmiş ve muhtemelen 1525 yılında tamamlanmış. Kurşunlu Külliyesi’nin mimarı muhtemelen, Mimar Sinan’dan önce mimarbaşı olan, Acem Ali diyorlar. Gerçek adı Alaeddin Ali Bey olan Acem Ali klasik Osmanlı mimarlığında adı bilinen ilk mimarbaşısı imiş (1519-1537). Böylelikle Mimar Sinan’dan başka mimar adı duymuş olduk 🙂
Külliye; cami, şadırvan, zaviye (küçük tekke), talimhane, harem, imaret, Mevlevi şeyhlerine ait türbe ve iki kervansaraydan oluşmakta. Odunpazarı’nı gezerken yarım saat vaktinizi ayırsanız yeter.

Kurşunlu Camii

7-Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı

Bırakın Eskişehir‘i belki de Türkiye’nin en güzel parklarından biri Sazova Parkı. Odunpazarı’na araçla yaklaşık 15 dk mesafede yer alan park dev bir eğlence ve kültür kompleksi aslında. Bünyesinde pek çok birim var.

  • Masal Şatosu
  • Korsan Gemisi
  • Sabancı Uzay Evi
  • Bilim Deney Merkezi
  • Eskişehir Hayvanat Bahçesi
  • Eti Sualtı Dünyası
  • Esminyatürk Türk Dünyası Şaheserleri
  • Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi

Tabi ben bunca yer arasında sadece Masal Şatosu ve Korsan Gemisini görebildim zaman sıkıntısından ötürü. Ailenizle beraber gittiğinizde bir tam gününüzü bile geçirebilirsiniz burada. Yeme içme standları da mevcut. Resmen çocukluğa yolculuk. Patlamış mısır, pamuk helva ve saz arkadaşları 🙂 

Sazova Parkı-Masal Şatosu

Parkın ana kapısından giriş ücretsiz olmakla beraber diğer şato ve müze gibi yerler giriş ücretine tabi ve hepsinin fiyatı değişmekte. Ben buna anlam verememekte. Yekte yavrum yekte 🙂 

Sazova Parkı-Korsan Gemisi

Pek çok elementi tanıdık, pek çok elementi gördük. Eskişehir gezmekle bitmez. Ama 24 saatte Eskişehir nasıl gezilir derseniz benim gözümden işte böylee. Biraz da sokakların tadını çıkarıp mahalle pastanelerini denemek gerek. Yani ben öyle yaptım 🙂 Eskişehir’i can-ı yürekten sevdim, yine gelirim. Önce kendi ülkemizi gezelim görelim 🙂

Yeni yollarda buluşuncaya kadar..

Kalın sağlıcakla, afiyetle..

Eyvallah..

Nilgün KARAKAŞ

Belki bunlarla da ilgilenebilirsiniz

2 Yorumlar

  • Cevapla
    Kitalar Atlasi
    25 Ekim 2019 at 08:26

    Ahahahha 🙂 yine çok keyifli bir yazı olmuş 😍 ”Eski köye yeni adet getirme timi başkanı” sayesinde Eskişehir gezilip anlatılacak bir yer oldu gerçekten. Size de Eskişehir’i bu kadar detaylı ve Nunuca keyifli anlattığınız için teşekkürler.. Sevgiler

    • Cevapla
      Nilgün Karakaş
      30 Ekim 2019 at 09:27

      Sahi ne güzel şehir olmuş öyle 🙂 Gezelim, görelim, güzelleşelim, böylesi en güzel 🙂 Sevgiler..

Yorum Bırakın